GÜNLÜKLER – 25 Eylül 2022
Bugün de yazmak geldi içimden. Ayşen Göreleli’nin dün bana verdiği imzalı kitabı ‘Postal ve Patik’i bugün bitirdim ama… Çok duygulandığım için bir oturuşta okuyamadım. Bölüm bölüm anlatılar. Öykü tadında anlatı. Her bir bölümün sonunda yer alan şiirler de öyle özenli seçilmiş ki vurulmamak elde değil. Okurken yüreğim kaldırmadı, duygusallaştım; yazması da zor olsa gerek. Ben yazamam. Yetişkinlere yazamam ben. Yüreğim de kalemim de bunu kaldıramaz. Ayşen hanımın dilinin sadeliği ile anlatımında bile dik duruşu ne güzel. Akıcı. Hapishanedeyken doğan oğlu Eren’in hikâyesi de var içinde. Hayata tutunmanın güçlü bağlarından biri çocuk. Çok duygusal. İtiraf ediyorum; ağladım. Zaten ağır ağır okumam, o yıllarda 13 yaşında olsam da, tanık olmasam da okuduklarım, dinlediklerim üşüşüverdi de iç sesimi yükseltti. Bu kitabın okunması gerekir bence.
Ayşen hanımla ortak arkadaşlarımızın olduğunu öğrenmek, aramızda sıcak bir bağın olmasını sağladı. Dün söyleşime katılmıştı ve söyleşiye renk katmış, zenginleştirmişti. Umarım başka kitaplarını da okuma şansını buluruz. Yazın canlarım, derdi Bilgin Adalı. Yazmalı bence. Yazı yolculuğu devam etmeli.
Bugün başka kitap okuyamadım. Nasıl okuyabilirim ki? Öyle sarsıcıydı ki kitap. Söyleşide bir şey söyledim ve ben de bunu nasıl söylediğime şaşırdım. Zaman zaman oluyor. Bir yerde okuyup da mı aklıma geldi yoksa ben mi bu metaforu yarattım, bilemedim. Onunla bitirelim bugünü.
“Büyük şeyler yapmam gerekmiyor. Bir kum tanesi olmak bile iyidir. Birisinin gözüne kaçarsan çok canını yakarsın.”
12 Eylül’de yaşananlar yazıldı, anlatıldı. Her dönem yeni okurlarını bekliyor. Kum tanesi olmak isteyenlere duyurulur. Sahilde denizin sonsuzluğunda ve ayağının ucunda uzanmak güzeldir. Denizden gelen rüzgârlar, bir fırtına çıkarabilir. O zaman korkarlar.
Bitti.
Bir yanıt bırakın