KIRMIZI OT/ Boris Vian

KIRMIZI OT/ Boris Vian

Kitap kısa sürede bitti. Merak ettiğim sadece olaylar değildi. Karakterlerin söyledikleriydi. Olayları yazarlar kurguluyor diye düşünüyorum. Ama karakterler kendilerini yaratıyorlar, söylenmesi gerekenleri söylüyorlar. Bu bir de Boris Vian’ın eseriyse, kahramanlarının da yazarı gibi farklı olacağını düşünüyordum.

Kitapta, birçok altı çizili cümleler bıraktım, cümleler de bu hareketi kabul etti.

Erkekleri anlamak gerçekten zormuş. Kadınlar daha anlaşılırmış. Bence kadınlar ne istediklerini biliyorlar. Bilmezden ve anlamazdan gelinişler yüzünden masallardaki gibi bir arpa yol ilerleyemiyoruz. Ne istediğimi biliyorum ama bunu isteyenin gerçekten ben olduğumdan şüphe duyuyorum. Aslında her şey çok basit. O kadar basit ki… Ama bunu anlatabilmek zor.

Kitabı özetlemek yerine, bu şekilde yazmak hoşuma gidiyor. Severek okudum. Günlerin Köpüğü’nü de okuyacağım bir ara. Bir yazarı tanımak istiyorsam elimden geldiğince diğer kitaplarını da okumam gerekiyor diye düşünüyorum. İş keşke diğer kitaplarını okuyarak bitse. Bitmiyor. Fransız edebiyatına da uzanıyor yol. Yazarı besleyen eserler, yaşadığı topraklar tarih vs. Bunlar  bütünü oluşturuyor ve yazarı değil, ütopyasını tanıyorum.

Kitapta en son altını çizdiğim cümleyi yazmak istiyorum. Bunu kadınlar soruyor, geç de olsa. Bir kadının nereye gittiği önemli değil. Gidiyor ya. Bu daha başlangıç diye düşünüyorum. Oradan başka yere gider, sonra sonra…

“-Tanrım! Erkeklerle bu kadar uzun zaman nasıl yaşayabildik?

-Delilik, diye onayladı Folavril.”  S.138-139

Kitap 139 sayfa. Bitirmek insanın ancak birkaç saatini alıyor.  Erkekleri tanımak için güzel bir kitap diyebilir miyim? Belki.

 

“Anı yoktur. Anıların kendisinden kaynaklanan, bir başka kişilikle yaşanmış, bir başka hayat vardır. Gerçek zaman, eşit saatlere bölünmüş, mekanik bir yapı değildir. Tüm bunların sonunda burnumuza gelen şey, katmerli papatyaların, ateşte yanan kalplerinin kokusu olacaktır.”

 

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*