KİTAPLI KEDİLİ GÜNLÜKLER – 16 Kasım 2023 / Perşembe
Bugün, geçmişin kısa bir özetini yaptım. Doktorumla görüştüm. Kullandığım ilaçların birinden, iki defa fazla doz almak zorunda kalmıştım. Dengemin bozulacağını düşünmek bile istemiyorum. Mani ya da depresyon sadece psikolojik bir etki yaratmıyor. Fizyolojik olarak da etkiliyor. Kendimi çok yorgun hissediyorum ve dalgalanmaları kaldıracak gücüm olmadığını söyledim. “Çok yorucu bir şey. Yıllarca nasıl dayanmışım anlamıyorum,” dedim. Elbette o yıllarda gençtim ama yine de… “Şimdi iyiyim. Uzun zamandır iyiyim.” Son gelişimin üzerinden tam bir yıl geçmiş. Zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorum artık. Kendimi zorlamıyorum hiçbir şey için. Bir şey de istemiyorum zaten. Uyumak, yemek, okumak ve yazmak. Bir de arkadaşlarla buluşmak. Yazılarım üzerine konuştuk. Bir Yuka Hikâyesi’ni yazdığımda henüz tedavi aşamasındaydım ve bipoların izlerini taşıyordu. “Şimdi yazsanız daha farklı olur sanırım,” dedi doktorum. Aslında bunu hep düşündüm ama unutmuştum yaşadıklarımı. “Yazmayı düşündüğümde facebook’taki bipolarların bulunduğu sayfayı izliyorum. Hatırlamak için yani. Çok kötüler çok. İnsan ne yapacağını bilemiyor. Elinizden bir şey gelmiyor. Ben bile onları anlamakta zorlanıyorum. Oysa bir zamanlar ben de öyleydim.”
Yazmalı mıydım? Elbette bire bir anlatmayacaktım. Kurgu yapacaktım. Tanıdığım insanlar karakterlerim olacaktı. Şimdi hiçbiriyle görüşmüyorum. “Unuttum birçok şeyi. Yazabilmem için anımsamam gerekiyor. Anımsamak da bana iyi gelmeyebilir.” Şu anda bile aklıma bir anı gelmiyor. Sadece görüntüler var. Seslendirme yapmaktan özellikle kaçınıyorum. Hayır kaçındığım bir şey yok sadece kelimeleri kullanmaya kullanmaya unuttum. Hızla akıyor kareler.
“Her şeyi geride bıraktığımı düşünüyorum. Aklımda hiçbir şey yok. Her şeyi tükettim. Ne çocukluğum, ne gençliğim, ne de diğerleri… Daha dün biten hastalıklarım bile… Artık bitti. Bitmiş. Kızacak kimseyi bulamıyorum. İlginç olan içimde de silinmiş hepsi. Kullanım dışı kalmış hakaretler, küfürler vs. Geçenlerde taksi şoförüyle tartıştım. Bir gün sonra fark ettim ki birbirimize küfür etmemiş, aşağılamamışız. Çok şaşırdım. Hafızamda yer almayan silinmiş bir çok kelime var.”
Bugünü yazmakta zorlanıyorum. Bir günü yazabilir insan ama uzun yıllarını nasıl anlatabilir birkaç satırla ya da sayfayla?
Dün gece bir çocuk öyküsü yazdım. Ondan önceki gece Yazarların Odası kitabı üzerine yazmıştım. Bugün yazı çıkmayacak sanırım.
Doktorum beni iyi gördüğü için çok mutlu oldu. İyileşen hastalarını görünce mutlu oluyor.
Yolda yürürken, birden bire önünde üstü açık bir araba durmuş. İçindeki iri yarı bir delikanlı kalkıp seslenmiş. “Y. Bey ben çok iyiyim. Ben çok iyiyim!” demiş ve araba yoluna devam etmiş. Doktorum çok mutlu olmuş. Doktorlar emeklerinin karşılığını görünce mutlu oluyorlar. Ben de pek çok defa doktorumu aramış, iyi olmanın sevincini paylaştım. Mani ve depresyon arası değildi bu elbette. Daha çok mani dönemleriydi. Güzeldi. Maniler güzeldir. Özlenir duygu durumudur. Yaşamaktır. Nefes almaktır. Bilmektir. Anlamaktır. O günleri seslendirmeyi gerçekten isterdim. Normal dengeye kavuşan her bipolar kişi o günlerini özler. Sizi nakavt yapacak kimse yoktur, kendinizden başka kimse… Kendinizi depresyonunuzla yere serersiniz.
Kalemi zorlamaya gerek yok. Bugün bitti.
Köşe başındaki ikinci el kitap satan adam yoktu. Binanın altındaki dükkan el değiştirmiş. Taksi bekledim. Sonunda boş bir araç bulabildim. Durulmayan Bir Kafa kitabını ayırdığım raftan aldım. Oturdum, sayfalarını çevirdim. Okuyamayacağım.
Bitti denilince bitmiş olmuyor ki.
Bu yazı böyle bitirilmez. Biraz gülümsemeli. O gülümsemeler neler neleri anımsatır. Kiminin kâğıtlarda izi vardır, kiminin ise zihnimize kazınmıştır.
Kitap Yazarların Odası. İçindeki yazılardan bana ait olanını okuyorum. Pazar günü okurlarla buluşmamız olacak. Gerçi bir yazı hazırladım ve konuşmam gerekirse bu yazıyı okuyacağım. Bugüne kadar konuşmalarımda elimde metin olmamıştır. Belki son anda okumaktan vazgeçerim. O anki düşüncelerimi paylaşırım.
Bugünü yazmalı insan. Geç kalmadan geçmiş olmadan yazmalı. Yarın belki tekrar bugünü geçmiş olarak düşünür yazarım. Kafam çok dağınık, çok.
Kediler neşeli. Kendilerini sevdirmek için yanıma geldiler. Sevdim.
Bir yanıt bırakın