KİTAP
Jon McGregor, Köpekler Bile, YKY Yayınları /1. Baskı 2011
“Umut kalmadığında, tutkuya sarılarak yaşama devam ederiz.”
Dante Alighieri, Cehennem
Yukarıdaki alıntı ilk sayfasından alındı. Robert’ın ölümüyle başlar roman. İlk cümlesi “Aralık sonu kapıyı kırıp cesedi götürüyorlar.”
Bundan sonra palimsest bir giriş bölümü yer alır. Palimsest parşömenlere üst üste yazıların yazılması ve sonra da altta kalan yazıların da özel işlemler sonunda okunmasıdır. Palimsesti düşünmemin nedeni yerde yatan cesedin geçmiş yaşantısının alt alta görünmesi sonucu bunun anlatılmasıdır.
Hatta ileri sayfalarda geçmiş yaşantıların helezonlarla yer alır. Her şey görünür kılınmaya çalışılır.
Robert’ın cesedi, polislere, evden gelen kötü kokular nedeniyle ihbarda bulunulması sonucunda bulunur. Polislerden önce eve pencereden giren Danny’dir. Robert’in öldüğünü Laura’ya (Robert’ın kızı) haber vermek ister. Laura’yı aramaya çıkar.
Robert’in evine gelen herkes romanda yer alır. Onların birbirleriyle olan ortak noktaları uyuşturucu bağımlısı olmalarıdır. İşleri yoktur, evleri yoktur. Temiz olmayı isterler ama bir kez bu bataklığın içine düşmüşlerdir. Laura da annesiyle birlikte yaşamış yıllar sonra babasını bulmuş ve ardından da o da uyuşturucuya alışmıştır.
Çok damardan anlatılan bir roman. Yani neredeyse uyuşturmak istiyorum kendimi. Okumak bir hayli güç çünkü okurun güçlü olması gerekir. Okuru iyi yakalar. Hayata dair sorgulama yapmaya iter. Öyle çok soru olur ki. Soruların yanıtı yalnızca karakterler değil, okurun kendisini de yanıt arayışına yöneltir. Ağır duygu yüklemeyi değil sorgulamayı hedeflemiştir.
Çok etkilendim. İyi bir anlatım. Kıvanç Güney’in yaptığı iyi çevrisiyle, kullandığımızın dışında kalan bir sözdizimiyle iyi okurlara seslenen bir kitap.
Sadece anlattığı hikayesiyle değil, kurgusuyla, teknikleriyle etkileyici bir roman. Nasıl anlattığı da çok önemli.
Film tutkunları olur ya işte bu roman da okuma tutkusu olanlara.
Yazmasam haksızlık olacaktı. Hak ettiği eleştirmenini bulması umuduyla.
Bir yanıt bırakın