GÜNLÜKLER –  26 Martı 2020

GÜNLÜKLER –  26 Mart 2020

Telefonuma kaydettiğim  bipolarla ilgili yazışmaları silmeye kadar vermiştim. Bir gün bunlar üzerine düşünür ve yazarım diye düşünmüştüm hep. Şimdi her şey bitmeliydi artık. Kafa karışıklığı, daldan dala atlayışlar… İki kutup arasındaki salınım. Maninin verdiği mutluluk kadar depresyonla gelen çöküş. Maniden sonraki duygudurumlarında hep maniyi arayış. Her şeyi yapabilirim, düşüncesinden sonra yaşanan çöküş.

Telefonumdaki kayıtları okumaya başladım. Bu bana iyi geldi. Bunları okumak için kendime zaman ayırmalıyım. Aniden karanlıktan çıkan ve kontrolü ele geçiren, o, işte o her neyse, yüzleşme zamanı.

Okuduğum roman bitti ve beni de bitirdi sonunda. İnsanı içine alan, insanı ele geçiren bir romandı. Bir süre roman okumasam mı diye düşündüm bir ara. Bu çok ağır geldi.

Haberleri izledik. Bazı insanların salgından sonra her şeyin değişeceği fikrine katılmadığını söyledi gazeteci. Ben de değişeceğini düşünenlerdendim. “Kaldığımız yerden devam edeceğiz” dedi. Öyle mi olacaktı gerçekten? “Yaşayarak göreceğiz” dedi.

Haberleri izledikten sonra babam “Her şey iyi” dedi.  İlerleme yokmuş. Korkulacağı gibi olmayacakmış. Etrafımızda kimse hasta olmamış. Durdum düşündüm. “Kiminle konuştun?” Sessiz kaldı. “En son kime selam verdin?” sessizlik. Birbirimizden haberimiz yok. Sadece telefonlarımız var. Bazı şeylerin anlatılmadığını da düşünürsek…

Bunları söyledikten sonra içinde bulunduğumuz durum gözlerimin önüne geldi. Balkonda oturup boş yollara bakmıştım, belki geçen olur diye.

Bekliyoruz. Neyi beklediğimizi bilmeden bekliyoruz.

Editörüm yazılarım üzerinde çalışmış. Bana düzeltmeleri gönderdi. Ne çok hata var. Hatasız yazmak için tekrar okumak gerek ama ben okuyamıyorum. Okursam eğer bir kalemde hepsini silerim. Yazdıktan sonra her şey anlamını kaybediyor, uçup gidiyor.

Çok çalıştım kayıtları okudum ve yazdım. Henüz bitmedi. Birkaç günümü alacak sanırım. Çocuk öyküsü üzerinde çalışamadım. Şimdilik bugün bitti.

*

Birbirimize yazdığımız öneriler nelermiş?..

Sanatsal üretimde bulunmak.

Kafaya reset at.

Düşünceleri idam et.

Acil yürüyüş yap…

Yakın arkadaşın varsa konuşmayı dene ya da terapiye git.

Doktorunla konuş.

Acile git.

Deniz kenarı yürüyüş…

Uyumak… Yorganın mutlulukla bir ilgisi olmalı.

Yoğurt ye…

Çay kahve kola enerji içeceği yasak. Uykudan önce ağır spor yok.

Papatya ya da melisa çayı…

Ben bazen youtubedan piş piş açıyorum. Gülmeyin işe yarıyor bazen ilaç uyutmuyor.

Bu hastalığın ilaçlarla beraber en iyi tedavisi düzeni intizamlı sevdiğin işle meşgul olmak.

Bol bol açık hava yürüyüş insanların fikirlerini düşüncelerini önemsememek…

Şunu yaparsan iyi olursun, bunu yaparsan kurtulursun demeyeceğim sadece oyalanacak bir şeyler bulmaya çalış ve vakit hızlı aksın. Hayat mutlaka bir şeyler sunacaktır önüne ama görmek için sakin olman gerek. Zaman her şeyi değiştiriyor.

Yardım kuruluşlarında gönüllü çalış. Buralarda hem güzel insanlar oluyor hem de sana çok iyi hissettirecek.

Depresyondasın geçecek bunlar sakin şu an gelip geçici anlık olduğunu bildiğim duygularla bir cahillik veya bir yanlışlık yapma. Ben de en dipteyim depresyondayım çok kötüyüm ve çok kötü aile sorunlarım ve özel durumlarım var. Şu havalar da etkili tabii kış aylarını sevmiyoruz çoğumuz intihar etmeyi düşünüyoruz ama artık etmiyoruz kafam benim de çok karışık.

 

“Yalnızlığına iyi bak, sahip çık.

Kaç kişinin emeği var onda kim bilir?”

                                             Oğuz Atay

 

 

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*