GÜNLÜKLER – 4 Aralık 2019
HOŞ GELDİN Klein Güncesi / Krisztian Grecso /YKY / 1. Baskı 2011
Kitabı elimden bırakamadım. Kendisini hiç tanımadığım birisi konuşuyormuş gibi sözünü kesmeden sessizce dinledim. Bana tanıdık gelen bir şey olmadı. Belki kendi geçmişimizi düşündüm. Birbirimize nasıl anlattığımızı, yazdığımızı; andığımızı. Kitabı yavaş okumaya çalıştım. Cümleler çok farklıydı. Masalsı deniyor ama belki de büyülüydü. Öylece durmuş dinliyordum. Sonunu merak ediyordum ama son sayfalarını okumak bana bir şey anlatmayacaktı. Çünkü zaman önemliydi, akışı önemliydi, yaşananlar önemliydi. Nasıl bittiğinin belki de önemi yoktu, zaman ilerliyor ve birçok kayıplarla devam ediyordu. Aslında…
Bir yerde altı çizilecek paragraf buldum. Yok çizmedim. Sadece sayfanın ucunu kıvırdım. Gerekirse iki sayfayı da okuyacaktım ve o paragrafı okurken ben de mırıldanacaktım. “Zaman cümlede geçmiyor.” Doğru mu hatırlıyorum bilmiyorum, sonra bakacağım.
Birkaç paragraf daha vardı. Paragraflardan çok bütünü önemliydi. Bütünden yola çıkarak anlayacağını anlıyordun. Ara sıra cümlelerle vurgular yapıyordu.
Geçmişle uğraşırken geleceği ve şimdiyi mi kaçırıyoruz, sorusunu ben de sordum kendime. Ama geleceğe bakabilmek için şimdiki yerini bilmek istiyor insan. Nereden nereye gelmiş ve nereye nereden bakacak?
Herkesin geçmişi vardır umarım. İyi ya da kötü olsun. Unutmak ve anımsamak arasında kalınsa da. Şimdiki zamanın yaşıyla hep değişiyor olması bile önemli, ayrıcalıklı bir durum. Yeni baştan, yeni baştan…
Roman geçmişle ve şimdiyle iç içe ilerliyordu, büyülü bir şekilde şimdide yer alıyordu.
Başka hayatlar da var. Nasıl anlattığı da oldukça önemli. Ülkenin tarihini bilmesem de anlatılanlardan orada yaşayanlar için ne anlama geldiğini anlatıcıdan öğreniyorum.
Bitirmeden yatmayacaktım ama sanırım cümleleri kaçırmaktan korktum ve kapattım sayfayı.
İnternetten yorumlarını okumak için araştırdım, hiçbir şey bulamadım.
*
Bitirdim. İçimde değişik bir duygu. Bir çırpıntı. İfade edemeyeceğim, cümlelerle tarif edilemeyecek… Belki sonra çözerim. Yaşanan onca şeyin içinde, gerçeklerin karşısında bu roman… İyi ki okumuşum.
“Meğer zaman tek yönlü değil çok yönlüymüş, olaylar sadece geriye doğru yansımıyormuş; biz zamanı tersine doğru izleyip dururken zaman, acımasızca ileri doğru akıyormuş.” S.245
“Zaman cümlelerde geçmez.”
Bir yanıt bırakın