MEKTUPLAR -5-

MEKTUPLAR -5-

Sevgili Lili,

Bir gün gelecek ben de kıracağım kalemimi, altını çizerek okumayacağım kitapları. Çok uzak bir zaman değil. Ne zaman ki kendini değil beni anlamaya çalıştığını anladığımda kaybolacağım. Benim anlatabileceğim  yansımalar olduğunu  kabullenmediğinde… Ben bir başkası değilim. İnsan kendini en iyi, kendisiyle nasıl yaşadığını anlatabilir, kendi yazdığı ama anlatılmayan hikayelerdir bunlar. Şimşek çakımları kadar kısa anlar, gök gürültüsü kadar da… Ardından…

*

Çocukluğumuzu düşün. Çok mutlu çocuklardık diyebilir miyiz? Hiç mutlu olmadı ki annelerimiz. Biz de anne olduk. Çocuklarımızın mutlu olduğunu bir tek biz söyleyebiliriz. Onları hiç dinlemedik ki. Sustuk, sustular. Susunca yalanlarını işitebileceklerdi. Kendi yalanlarımızı bile işitmedik onca gürültü içinde. Birbirimize söylediğimizde de işitmemiş göründük. Kendi sesimiz bastırdı bütün sesleri.  Yeni bir şeye –şey işte, henüz adını bile söylemediğimiz- başlamak için, yıkmamız gerekiyordu var olanı. Yıkıntılar içinde yaşayabilmeyi göze alabilenlerdir güçlüler. Yaşama inatla tutunanlar, bize umut olanlardı.  Kadınlar, hep  görmezden gelinenler.

İlk kadın yazarımız Zeynep Hatun. Ardından Mihrimah Hatun geliyor. Mihrimah sanırım ne istemediğini Zeynep’te gördü ve kendi yolunu çizdi. Kaç yüzyıl sonra adını anıyorum onların. Aradan bu kadar zaman geçmesi mi gerekirdi? Onları araştıran gün yüzüne çıkaran yine kadınlar oldu. Birbirimizin anahtarıyız.

Arkadaşlarla toplandık. Haberler konuşuldu. Bildiğin gibi işte. Değişti değişecek derken değişmeyen, bir türlü mutlu sona erişemeyen. An’ı yaşamak deniyor son zamanlarda, bu güvencesiz yaşamayı kabullenişin bir başka adı gibi geliyor bana. Yalan. Sonu gelmeyen yalan. Yarın, yarından sonra ne olacağı bilinmiyor. Hayatta kalmak bile birçok insan için mucizeyken. Bu kent ben yokken değişmiş. Yarın evdeyken değişecek. Düşünce gücü, düşünce gücü… Yarından sonraki gün için. Beklemenin bir başka adı. Umudu da içine katık yapmışlar. Sokaklar kimin? Bu hikayeyi yazmayı sana bırakıyorum.

*

Bugün çok okudum. Okumasam yazabilir miydim, sanıyorsun.

Bir gün son yazacağım masanın başında sabahın ilk ışıklarıyla, sayfanın altına ve kalemimi kıracağım. O günü bekleyeceğim.

Altını çizmeden okuyacağım ya ona sevineceğim.

 

2 yorum

  1. Yikintilar icinde yasabilenler gucluler evet ve yon degistirecek olanlar da onlar yine..Kendi hikayelerimizin kahramani oldugumuzu daha da onemlisi hikayelerimizi secimlerimizle yazdigimizin farkina vardigimizda guclu olacagiz ..

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*