GÜNLÜKLER -67-
13 Kasım 2018
Gözyaşı şişesinden doldurduğum kandilim her gece yanıyor.
Sabahları ütülüyorum yanaklarımı, yanaklarım yanıyor al al. Ağışıyor damlalar kireç boyalı tavanda asılı kalıyor. Her uzanışımda bakıyorum.
Uyanınca üşüyorum, kazak örüyorum kendime. Bir ucu sırtımda diğer ucu elimde. Doğru ters yanlış düz. İyi kötü haroşa. Önüm arkam önüm arkam… Aralarında saç örgülerim. Sarılıyorum sımsıkı, örtüyor omuzlarımı.
İğne oyası yapıyorum. İğne durmadan parmağıma batıyor. Yeşil yaprakları oyamın sonbahar yaprakları gibi kızarıyor, şeffaf damlalar düştükçe yıkanıyor parlıyor. Kasım ayı geldi, beyaz kasımpatlarını oyalayacağım. Güneşe serip kurutacağım. Belki uzar sonbahar da gelmez kış. Oyalar işleyeceğim. Sonbaharı oyalayacağım. Oyalayacağım seni, gitmesin gözlerimin önündeki kalan tek son resmin.
Kalbimi işliyorum, bıraktığım, sonra da iliştiriyorum iğneyle kalbine. Ölülerin canı yanmaz ki. Siyah baş örtümün ortasında kuru güller ve kenarları kırmızı oyalar. Oyalıyor işte zaman. Kan kuruyor. Kararıyor.
*
Ey güneş! Söyle bugün kimin gözyaşlarını kurutmak için geldin?
Ey bulut! Kimi unuttun da yeryüzüne döneceksin sağanak sağanak?
Ey rüzgâr! Kimin çığlıklarını taşıyorsun?
Martılar! Kimin ölülerini taşıyorsunuz denizden kente? Kim beklemekte?
Bugün ben ağlamadım, ben gitmedim, ben çığırmadım, ben ölmedim. Öyleyse kim?..
*
Güzel insanlar öldüler en güzel yıllarında. En güzel dizeleri dizip gittiler. Şimdi ölen güzel kim? Yağmur camları dövüyor. Yok burada diyorum. Yok. Git ara başka yerde. Dizeleri düşüyor aklıma.
*
Eksilttikçe cümlelerimi birçok anlamlar çıkarıyorum da oyalıyorum kendimi. Öyle işte. Bugün başımı siyah yazmayla bağlıyorum. Oyaları gül kurusu. Oyalanıyorum sabahlara.
Güneş yerini bıraktı yüklü bulutlara.
Yağmur camları yıkıyor.
Misafirhanede ayaklarımı alıp ilişmişim koltuğa. Bir doğru bir yanlış… Örüyorum. Bir ucu yatak odasında. Kedi saçaklarıyla oynuyor. Çiçeğin ömrü bitmiş artık kokmuyor. Yeşil yapraklarına oyalayacağım çiçeklerini. Tıpkısı olacak beyaz ve damlalı. Biraz ısınayım, kendime geleyim…
Rüzgâr yok. Kimin sesini saklıyor?
Sağanak bitti. Usul usul yağmaya başladı.
Yağmurun ayak seslerini işitiyorum.
Yağmur yıkıyor kentteki bütün teneşirleri…
Yorganın altına giriyoruz, ben ve kedi.
Bir yanıt bırakın