GÜNLÜKLER -66-

GÜNLÜKLER -66-

13 Kasım 2018

Parçalı hayatı parçaladım. Her bir parçasını dikkatle okudum. Parça parça tamamlanmamış hikâyeler vardı aklımda.

*

Düğünde takı töreninde boynuna takılan kalın altın zincir, kelimelerine kelepçeydi.    Taktığım incilerin bir gecede yumurtladı da şaşırdın. Benim gözyaşlarım olduğunu hiç bilmeyeceksin. Sahi sen de ağladın mı? İlk hangi gecenin sabahıydı, bilmeyeceğim.

Şimdi annenin olduğu yaştasın. Düğünündesin ilk çocuğunun. Sen de annen kadar yaşlandı mı? Ben hiç yaşlanmayacağım. Doğduğum günde kaldım, ilk nefes alışım gibi. Değişmedim.

Zıt kutupların çekiminde kaldım. Ne çok gülmüştük ama, unuttun mu? Ağlamaktan yorulduğumuzda güldüğümüz.

*

Ne çok ağlamıştım ama öldüğü gün. Unutulur sanmıştım da zamanın gelmesini beklemiştim. Mavi adını vermiştim. Mavi gökyüzüydü kimi zaman, kimi zaman mavi deniz. Ve hep değişirdi. Gökyüzü gibi, deniz gibi.

Her gece geldi, rüyalarıma girdi. Uyandım. Mavi kanatlı topal martı, mavilikten çıkıp geldi,  yeşil çamların üzerinde uçtu. Yeşillendim. Uyandım, menekşenin toprağına bir tutam toprak attım. Yemyeşil yaprakları var menekşenin. Öldükten sonra bir daha çiçek açmadı, küstü bana. Küstü bırakıp gitti diye.

*

Şiir yazdım. Okumadım yüksek sesle. Yerin  kulağı var. İçimden bir ses, bir sen yetersin, diyor bana. Gülüşlerim kalmadı, olsaydı eğer yüksek sesle yazardım.

Ne gerek var şimdi laf kalabalığına? Zaten karmakarışık dünya, yalandan ölmüyor kimse.

Bir ben ölürüm, eğer yalanım varsa. Bir ben…

Vasiyet olduğu gibi bir kadeh içtim. Gün doğumunu izlerken çocuk çığlıkları gibi gökyüzünden indi sesleri: Martılar. Onları kargalar izledi. Sonra serçeler uyandı. Uyudum. Uyanmadın.

Uyandığımda güneş alnıma düşmüştü. Aynaya baktım. Kaç yaşında alnım, görmedin. İyi ki de görmedin. Zaten göstermezdim ki olsaydın eğer.

Kara kaba perdeleri çektim. Gözkapaklarım da ağırlaştı, ağırlaştı. Çapaklandı içeri sızan güneş. Hiç uyanmamışım gibi. Onca kabustan sonra. Sahi hayatın kendisi kabus değil miydi? Uyanmıyorum artık kabuslardan.

*

Parçalı mektuplar yazmıştım, parçalı bulutlu gökyüzünden, hepsini yırtıp attım.

 

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*