GÜNLÜKLER -6-
15 Şubat 2018
Bir kadın yazarın, bir kitabı. 1970 yıllarının ortası. Unutuşun romanı. Başka topraklarda da olsa bir kadın. Yaşam boyunca yaptıklarını, okuduklarını, gördüklerini unutursan geriye ne kalırsa o işte. Bir kadının unutuşlarına, aynaya baktığında karanlığı ve uçurumu gördüğü zamanlarına denk gelir. Bana yabancı gelmiyor, anlaşılır da değil, anlatılamaz özeti hiç olmaz. Diğer kitabını da okuyacağım. Umutsuzluğun kitabı olabilir mi? Rilke okumalarıma devam etmek istiyorum. Zweig okumak istiyorum. Umutlarını var ettikleri, kendi içlerindeki umutsuzluğa inat direndikleri… Savaş yılları. Zweig savaş yıllarında hayatına son verişi. Unutuşun gerçek yüzü. Düşlemlerin sonu. Kaldıkları yerden bir süre devam etmek, unutuncaya dek izlerini sürmek.
Ben de yazmaya böyle başlamıştım. Hiçbir şey yoktu içinde. Özetlenecek bir şey yoktu. Kadın sadece kelimelerle soluk alıp veriyordu, suni teneffüs. Kayboluş. Diğer kitabını da okuyacağım. Her ne kadar dünyası zor olsa da. Yazamayacağım daha fazla.
Ayna olmadan önce kendilerinin nasıl göründüğünü birbirlerine sorarlardı herhalde. Ayna olunca da cadı aynaya baktı, prensese baktı, aynada kendini değil de prensesi gördüğünde onu zehirli elmayla…
Aynadan sonra da yazılarına baktı insanlar, iç dünyalarının aynası olan yazılar. Kadınların birbirlerine bakması yıllarca sürdü.
Bir kadın yazarın, ikinci kitabı. Yine aynı yıllar ve farklı topraklar, farklı bir kıta. Aynı kadın. Ama bu anlaşılmıyor, nereli olduğu kadar kim olduğu da belli değil. Kimliksiz. Kadının bir döneminden, kendinden bile gizlediği bir döneminden kesit. Birkaç saatte okunup tüketilen, oysa yıllarca süren işkence.
Bu kitap daha anlaşılır, en azından özetleyebilirim. Altını çizdiğim cümleler oldu. Hiç de yabancısı değilim ve bir zamanlar benim de yazdığım gibi. Yalnız değiliz. Bir çocuk gibi yürümek için güçlü bir eli tutmak ister gibiyiz. Ancak böyle cesaret bulabiliyoruz. Hayali… Julian gibi, olmayan olan.
Eğer ben de unutursam her şeyi ve valizimde ismimim baş harfini görüp A olduğumu düşünürsem, eğer bir gün onun yazdıklarını unutup ben sil baştan yazacağım o kadını.
Deli deli olduğunu bilmez, birisi ona söyleyinceye kadar. Unuttuğunu da bilmez, biri unuttuğunu yüzüne vuruncaya kadar. Bir kadının varlığını ve bedenini terk etmesi, unutuşu ve sadece bir eli tutmak istemesi komik kalır, yaşanmadıkça bunu anlamak zordur; aynadaki uçurumlar anlaşılmazdır, komik kalır bilmeyene, bunu bildiğini bilmeyen için.
Kediyi evcilleştirmiyorum. Bunu yapmayacağım. Bir gün ben de unutursam bana nasıl yaşanacağını öğretir.
Bir yanıt bırakın