GÜNLÜKLER -1-

GÜNLÜKLER -1-

 

27 Ocak  2018/ Cuma

Bir kadın neden unutmaz yaşadıklarını, bir türlü çözebilmiş değilim. Yüzleşmeye çalışır ama sadece kadınlar  mı yüzleşirler yaptıklarıyla, tutumlarıyla, davranışlarıyla? Ya erkekler?.. Erkeleri şımarttığımızdan hiç şüphe duymuyorum artık. Barış sadece ulusun bütünlüğü için gerekli değil ki. Bu insanların başkalarıyla ve öncelikle kendisiyle barış içinde olması gerekir. Her ne kadar buna bir başka kelime kullanılsa da sonuçta barıştır. Barış iletişimin olduğu her yerde gerekiyor, sorunların çözümü için şart. Bu iletişim kişinin kendisiyle kurduğu bir iletişim değildir. Başkalarıyla kurduğu iletişimdir. Hata ya da yanlış, her ne dersen adına sadece bir kişiden kaynaklanmaz. Ortaktır. Ama nedense bütün bu sorunları kadınların tek başına aşması beklenir. Sanki her şeyden tek sorumlusu kendisiymiş gibi. Bu nedenle kadın eserleri çok önemli. Kadının erkeğin karşısında kendisini ifade edebilmesi şart. Şiddetse şiddet, duygu sömürüsüyse duygu sömürüsü, özne olamamaksa nesne gözüyle bakan… Neden anlatmak yazmak zorundayız biliyor musun? Kullandığımız erkeklerin sözlüğünde ve sözlerinde bize ait olmayan her şeyi fark etmek ve hepimizin ifade edebilmesi için. Buna her ne kadar kadın duyarlılığı, duygusallığı deseler de, kadınca bulsalar da… Hiçbiri umurunda bile olmamalı kadının. Ne anlatmaya çalışmalı, ne de anlamaya çalışmalı, iyi halden dolayı tutulmayacağını bilsek de verilen sözlerden dolayı affetmemek önemli. Sadece kendini affet, yıllarca aynı şeyi anlatmaya çalıştığın için. Sadece kendini.

Daha güzel yarınlar için dayanışmayla. Bu arada inanmadığım bir şey var. Kendini anlatmaktan vazgeçmek yenilgi değil, bir kadının en büyük başarısıdır. Asker olabiliriz ama insana silah doğrultulmaması gerektiğine inanırız. Bize doğrulttukları içindir bu. Şiddet uygulamaktan kaçınırız, çekip gideriz. Yaşadıklarımızdan öğrendiklerimizdir. Aşağılamalardan, küfürlerden uzak kalırız, bu daha çok kadınlara söylenen sözler olduğu içindir. Düşünsene ben de küfrederken bir erkeğin kullandığı küfürleri kullandığımı. Kendi kendime küfür etmek istemediğim içindir. Her kelimenin anlamları boşaltılır, yeni anlamlar yüklenir. Bu da yine kadınlara yöneltilen sözcüklerin kadınlarca bir çevirimidir. Yeni bir kelime bulsak da bunu yaygınlaştırılmak boşuna uğraş. Çeviri kitaplarında yer alan küfürleri yumuşatmayı isterdim. Kendimce diyorum ki, bu kadına yönelik olamaz, bunu kadınlara söyleyemeyecek kadar hassastır yazar, desem de içten inanamıyorum buna ve üzülüyorum. Kadınlar ancak terk eder eşlerini. Sadece eşlerini terk etseler keşke. Öyle değil. Eski mahallesini hatta şehri, eski arkadaşlarını da terk eder; terk etmek zorunda kalırlar. Neden? Kalmak aynı kentte, aynı mahallede ne arkadaşlarını geri getirir eskisi gibi olur, ne de işindeki konumunu.

Marguerite Duras Yıkmak Diyor Kadın romanına verdiği bu isimle bile çok şey anlatıyor, kadınların kendilerini ifade etmelerinde yardımcı oluyor. Bu kitabı daha ayrıntılarıyla kısa zamanda yazmak umuduyla.

Kitap evinde kadın yazarların kitaplarını inceledim ayak üstü. Facede paylaşılan yazılarda… İçim acıyor, yüreğim… Yüreciğim diyorum boş ver bunları. Sen kendi dilini yarat. Başarısız, barışsız, şiddet içeren, tartışmalı, iletişimsiz kaçamak yaşadıkları ilişkileri anlat. Sen olmasan da onlara destek çıkan kadınları… Erkelerin döngüsünden kurtul, çık oradan; kendi döngünü yarat diyor bir yanım. Ama kadın olarak kendi sözcük dizimini hâlâ kuramıyorum. Bir gün elbette bunu yapacağım eğer kalemim güçlenirse. Eğer kin, nefret öfke patlamalarıyla yapılan söylemlere yüreğim dayanırsa.

Bu gece bu kadar sevgili günlük. Herkes kendi tarihini yazar. Yazdığı tarih de başka kadınların yolunu açar. Tıpkı bütün kadınlar için sokaklarda, meydanlarda bağıran aydın kadınlar gibi. Bu kadınlar ki cinsiyetçi söylemlere karınları tok ama aşka hâlâ inanıyor olmaları, bir yerlere var demekte ısrar ettikleri için yeniden yeni baştan yenilmeye devam ediyorlar. Sadece ışık diliyorum, gün ışığının altında hiçbir gerçek saklanamaz. Görmek isteyen görür elbette. Başka kadınlar da görür, erkekler de görür. Ama vaz geçemedikleri bir şey vardır, kendi başarılarından başka bir şey görmek istemedikleridir. Ama bu da erkek söylemleri içinde var olmaktır ki, gerçek başarı değildir. Ben buna inanıyorum.

Bitti.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*