MEKTUPLAR -10-

MEKTUPLAR -10-

 

Sevgili Lili,

Eme miyavladı. Sabahın ilk saatleri. Kuş sesleriyle kalkmak çok güzel, kalktım. Eme ile birlikte salona geçtik. Pencereden baktık. Günaydın.

Günaydın Eme.

Yaşlı bir adam balkonda oturuyordu. Bana…

Bana bir babanın kızına olan sevgisini düşündürdü.

Kızlarına anlatırlar mı,  erkeklerin neler yapabileceklerini, bilmem. Ne kadar koruyabilirler onları yaşanacaklardan? Derler mi, benim zamanımda böyleydi ve ben de bunları yaşadım ve sen de kızım… Kızları için korkarlar mı dersin? Anlatmadıkları gerçekleri,  sakladıklarını bir gün, en azından bir gün anlatırlar mı? Kızlarının tanık olduğu her şeyi anlatırlar mı? Anlatmıyorlar. Neden? Neler yaşandığını neden konuşmazlar? Erkeklerin, kadınlara neler yaşattıklarını neden sakladıklarını anlamıyorum. Susmalarını anlamıyorum. Okuduğum bir kitabı anımsadım. Latin Amerika Edebiyatından kısa bir roman. Yazarı erkek. Geçmişi ve şimdiyi, gelecekle ilgili kurduğu iki cümle ile anlatıyor. Bir şey değişmeyecekmiş. Var olan, yaşanılan,  susuldukça varlığının ağırlığını koruyacakmış.

Oysa babalar, ne çok severler kız çocuklarını. Babalarını ne çok sever kız çocukları.

Eme diye başlamasaydım, kadınları düşünmüyor olacaktım. Eme ayaklarımın altında dolaşıyor.

Dün bir şey daha öğrendim; tarih de roman gibi bir kurgudan ibaretmiş. Mektuplar ise bir başka kurgu örneği.  Haberler sanırım gerçek. Bir kadın daha öldü. Sadece ölüler evden çıkarılırken, o evde neler yaşanmış olabileceğini düşünüyoruz. Bir gün önce yaşıyor olması kurgu, şimdi ölü olması gerçek.

Yaşanmış, yaşanan, yaşanacak elbette değişiyor, yavaş yavaş ve eksile eksile.

Bugün deniz kıyısında küçük bir çay bahçesinde çayımı yudumlarken güzel şeyler düşüneceğim. Denizin kokusu iyi gelir kurgulara. Kıyısı olan bir kent varmış ama kentte yaşayanlar kıyıya inmezlermiş. Denizden korkarlarmış. Martılara kalırmış deniz. Balıklara kalırmış. Kıyıya çıkamayanlar yaşarmış denizde. Gökyüzü masmavi, güneş göz alıcıymış ama kimse bakmazmış. Gökyüzü de deniz de bulutlara, kuşlara, balıklara kalırmış.

Bulutlar, balıklar, kuşlar…

Dalgalar yalancı.

Sahi sence de yalancı mı?

 

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*