KARALAMA DEFTERİ -7-

KARALAMA DEFTERİ -7-

8 Mart 2019

Bugün 8 Martın anlamı var. Dünya Emekçi Kadınlar Günü. Gün nasıl başladı? Cinayet haberiyle başladı, diye bir haber okudum. Başka haberler yer almadı. Taksim’de kadınların yürüyüşlerine yer verilmedi. Her şey her zaman olduğu gibi, dedim. Yemek  de pişirildi, sokaklara da çıkıldı yüründü. Genç kızlar kollarında çiçek demetleri; geleceğe olan umutları vardı mutlaka. Hayat umutla sürer. Bittiği anda söz biter, yazı biter. Biteceğini nasıl anlar insan? Bunun yanıtını herkes bilir de o yollardan uzak durur. İç sesiyle bile söylemez, susar.

Bugün değil iç sesimle kalktım yüksek sesle konuştum bir arkadaşımla. Konuştuğum gibi yazamam.

Bugün yazmama günüm olsun, dedim. Yazma, dedim. Olmadı işte. Kadınlar her zaman ön planda durur. Duruşu, konuşması çok önemlidir, özel hayatı önemlidir. İçinde yaşadığı dünyanın gerçeklerini kabullenmiş, kendi dünyasını görmezden gelmiştir. Kadın yazarı, ipin üzerinde yürüyen bir cambaza benzetiyorum. İpin üzerinde istediği kadar güzel hareketlerde bulunsun, arkasından konuşulan  aşağıdaki özel hayatıdır merak konusu olan. Cambazlığı bir de deneseler ya da ince oyunları inceleseler ya. Keşke kadın yazarların özel hayatlarını değil de, romanlarına ve öykülerine sayfalar dolusu yazı yazabilseler. İşin kolayına kaçmadan yani. Elbette kolay değil, eğitmek gerekir kendini. Kadınlar bu nedenle mi daha eğitimli olmak zorunda, bilemiyorum.

Bugün emekçi kadınların verdiği mücadele günüdür. Kendilerini mücadeleleriyle var etmeye çalışan, kendi dünyalarını inançla yansıtan kadınların günü. Düşlerini de gerçekleri de korkmadan yaşayan, paylaşan, konuşan, yazan kadınlar. Kim ne yazarsa, kim ne derse desin yola devam eden bu kadınlara selam olsun.

Yazma, dedim kendi kendime. Bu da geçer, gün bitti.

 

 

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*