GÜNLÜKLER – 11 Kasım 2019

GÜNLÜKLER –  11 Kasım 2019

‘Tıp!’ dedi karga.

Kargalar bakıp kaldı. Hiç sesleri çıkmadı. Çıt çıkmadı.

Bu arada…

Rüzgârın sesi işitildi. Düşen yağmur damlalarının sesi. Yeşil yaprakların sesi. Ayak sesleri sonra.

Mevsim sonbahardı. Yapraklar sararmıştı. Ama hâlâ dallarda yeşil yapraklar vardı.

Bir karga bağırdı. Sonra teker teker bağırmaya başladılar. Sesleri ortalığı yıktı.  Diğer sesleri kendi seslerinden işitmez oldular.

Rüzgâr sesini kesti. Yağmur damlaları sustu. Yeşil yapraklar… Ayak sesleri… Çıtlarını çıkarmadılar.

Aynı şeyi söyledi her biri. Mavi gök tekti. Güneş tek. Altında birçok canlılardı; birlikte. Mavi gökteki güneşin altında aynı hayatlardı. Yaşadıklarını, sesleri çıktığınca, dilleri döndüğünce anlatıyorlardı. Gerçekler güneşin altında, kaçamazdı.

*

Onlara, konuştuklarımızı yazmayacağıma dair söz verdim. Bu durumda bana masal dışında bir şey kalmıyordu. Onlarla konuşmadıklarımızı yazsam mı, diye düşündüm. Yazdıklarımın yaşanmamış olacağı şüpheli. Kesin birilerine, bunda ben de varım hissi verecek.

Onunla buluştuk. Konuştukça konuştukça…

“Senin anlattığın hikayeler, benim yazmak istediğim hikayelerden çok farklı. Sen konuştukça, boş ver, diyorum kendi kendime.”

“İstediğinizi yazın ama bunları da bilin istedim.”

“Neden bana anlatılan hikayeler senin anlattıklarından farklı?”

“Tanımadığınız için olabilir.”

“Evet, anlatacakları kadar kendilerini bana yakın hissetmemiş olmalılar.”

“…”

“Benim seçimim mi yani?”

Ondan dinlediklerimi yazmak istemesem de düşündüm. Aklıma, dinlenmemiş bir hikaye geldi.

Evi bir adam tutuyor, sonra bir kadın yerleşiyor ve sonra adam ayrılıyor, sonra kadın evde kalıyor…

Evi boşaltması istendiğinde kadın evden çıkmayacağını söylüyor; mahkemeye verin. Mahkemeye verilmesi durumunda adamın eşi durumu öğrenecek ve kadın mutlu sona erecek.

Bu kadın bana ne anlatabilirdi ki? “Mahkeme kararıyla evi boşaltmaya karar verdim ama o istemedi. Eşi duyarsa…”

Duyarsa boşanırmış eşi. Ama adam kızar ve kadını terk edermiş. O zaman ne yaparmış?

Bunun da hikayesi yazılsa güzel olur hani.

Arkadaşıma bunu anlatmadım. Sadece aklımdan geçti. O kısa bir aradan sonra anlatmaya devam etti.

“Boş ver, anlatma,” dedim. “Sen anlattıkça, ne söyleyeceğimi bilemiyorum. Ben sadece sıradan şeyleri yazmayı ve aslında hiç de göründüğü gibi sıradan olmadığını anlatabilmeyi istiyordum.”

“Kalkalım mı?”

“Haberleri okudun mu?”

“Evet.”

Bugün cinayet haberlerinden başka intihar haberlerini de okuduk.

Gün içinde kaç kişi ‘Allah’ım artık canımı al! Dayanamıyorum!” diyordur. Bu da sıradan mı yoksa? Kadın, erkek, çocuk, genç, yaşlı…

Hava kararmıştı ve evlerimize döndük.

Bugün dinlediğim hikayeleri yazmayacağım. Kaç kadının hikayesini dinledim sadece bunu yazmalıyım. Beş kadın hikayesi. Bu hikayelerimin içindeki diğer kadınlar olmalı.

Hava karardı, saatler ilerledi. İşte bugün de bitti.

 

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*