TAVUS KUŞLARI
“Bana çocukluğunu anlatsana.”
“Olur. Hangisini anlatayım?”
“Tavus kuşlarını…”
Bahçemizde iki tavus kuşu vardı. Kuyruklarındaki tüyleri yelpaze gibi açarlar, etraflarında dönerlerdi. Onları kızdırmayı çok severdim. Etraflarında dolanır, bağırır onları kızdırırdım. Tek istediğim kuyruklarını yelpaze gibi açmalarıydı. Onlar benden kaçarlar, ben onları kovalardım. Bazen de onlar beni kovalardı. Ama beni kovalamalarından daha kötüsü de olabilirdi. Bahçe duvarından atlarlar, karşımızdaki evin çatısına çıkar, kuyruklarını açıp çatıda kurum kurum dolanırlardı. Ev sahibi evden çıkar “Kırıldı kiremitler, kırıldı kiremitler…” diye bağırırdı.
Bir gün yine onları kızdırıyordum. Bana çok kızdılar, üzerime yürüdüler. Ben kaçtım. Ama arkama dönüp baktım ki… Beni kovalamıyorlar. Bahçe duvarına çıkmışlar.
Korktuğum gibi olmuştu. Karşımızdaki evin çatısına çıkmışlardı. Anneme söylemek istedim ama korktum. Ben de hemen yanlarına gittim. Çatının altında durdum, kızdım, yalvardım ama indiremedim. Onları nasıl indireceğimi düşünüyordum.
Sihirli bir süpürgem olsa uçup çatıya çıksam. Ama olmaz, süpürgeme binmek isterler üçümüzü taşıyamaz süpürgem. Sonra düşündüm ki uçan bir halım olsun. Ama olmaz, halı üçümüzü taşımaz. Çatıya nasıl çıkacağımı düşünürken, evden kadın çıktı. Önce bana baktı sonra yanıma gelip çatıya baktı. Bağırmaya başladı.
“Kırıldı kiremitler. Kırıldı kiremitler…”
Kadının sesini duyan annem, dışarı çıktı. Babama bağırdı. “Koş koş. Yine komşunun çatısına çıkmış tavuslar.”
Babam koşarak geldi. Ama tavuslar aşağı inmedi. Kadın bağırıyordu.
“Kırıldı kiremitler. Kırıldı kiremitler…”
Babam usta çağırmaya gitti. Bir çatı ustasıyla döndü. Usta çatıya çıkmak için merdiven istedi.
Hava çok güzeldi. Yağmur yağacağı söylense kimse inanmazdı. Ama yağdı. Bulutlar çatının üstünde toplandı. Sonra gök gürledi, şimşekler çaktı. Yağmur sicim gibi yağmaya başladı.
İki tavus kuşu, usta ve babam çatıdalardı. Tavusları kovalıyorlardı.
“Kırıldı kiremitler. Kırıldı kiremitler…”
Kadın eve girdi. Babam ve usta sırılsıklam, çatıda yağmurun altında tavusları kovalıyordu.
İçerden kadının sesi işitildi.
“Kırıldı kiremitler!”
Annem eve girdi. Ben de girdim eve. Elimize tabak çanak bardak ne geçtiyse yağmurun altına koyduk.
Bitti.
“Bitmesin daha anlat.”
“Bugünlük bu kadar tatlım. Belki bir başka gün devam ederiz.”
Bir yanıt bırakın