GEZGİN, KULE VE KİTAPKURDU Metafor Olarak Okur, Alberto Manguel, 2016 YKY
Alberto Manguel, denemelerine verdiği başlıklarla dikkat çekiyor. Bir Gezgin Olarak Okur: Dünyayı Tanımak Olarak Okuma, ilk denemenin başlığı. İlk alıntıladığın yer: “Kitap pek çok şeydir. Anıların ambarı, zaman ve mekanın koyduğu kısıtlamaları aşma aracı, derin düşünme ve yaratıcılık alanı, kendimizin ve başkalarının deneyim havuzu, aydınlanma, mutluluk, bazen de avunç kaynağı, geçmiş, bugün ve gelecek olayların kaydı, bir ayna, bir can yoldaşı, öğretmen olan, ölüleri yad ettiren, oyalayan, kil tabletten elektronik sayfalara kadar nice kılıklara girmiş kitap, ana kavramlarımızla girişimlerimizin çoğuna uzun zamandır metafor olarak hizmet etmektedir. Neredeyse yazının icadından bu yana beş bin yılı aşkın bir süredir düşüncelerimizi ifade eden (veya ifade etmeye çalışan) sözcüklerin simgesi olan işaretler kullanıcılarına, çetrefilli ve amaçsız, tıpkı içinde yaşadığımız dünya ve hatta hayatın kendisi kadar somut ya da soyut modeller veya imgeler olarak görünür.” s.16
Bu kitapla “dünyanın kendisinde yolculuk” ediyorum. Bitmeyecek bir yol, bitmeyecek bir öykü… Her deneme hemen de bitiyor. “Okuma deneyimiyle hayatın içinde yolculuğa çıkma deneyimi birbirine ayna tutar.” s.24
Metin İçinde Yolculuk bölümünde;
“Yitirdiklerinin öyküsünü anlar zamanla,
Yolculuğun sonunda.” Gılgamış Destanı
Anlatının öznesi mi oluyorum ne? Gözümde canlanıyor sözcükler. Kitaplar yükseliyor. Hayat Yolu denemesinde Dante’nin “..hayat yolunun yarısında kendini karanlık bir ormanda bulduğunu söyler” sözlerini okuyorum tekrar tekrar. Döneceğimi bilerek sayfaları çeviriyorum, merakla. Son başlangıç olacak. Belki sayfaları yeniden açacağım ama her defasında başka bir şey göreceğim, bulacağım, merak edeceğim…
“Dünya okuyabildiğimiz bir kitap olduğuna göre kitap da içinde yolculuğa çıkabileceğimiz bir dünyadır.” s.35
“Vardığımız yer öyle bilinmezdir ki orayı tarif edecek hiçbir sözcük yoktur.” s.41
Fildişi Kulede Okur, Kitapkurdu ve Yaşamak İçin Okuma başlıkları altında yazdığı denemelerin bende bıraktığı izleri hemen şimdi çıkarabilmem olanaksız. Yazdıkça, düşündükçe, biraz aksayınca tutunacağım denemeler bunlar.
“…Chesterton, “her sıradan kitabın bir yerinde gömülü beş altı söz vardır, geri kalanların hepsi aslında onlar için yazılır” diyordu: İşte okurların kendi içinde bulundukları koşulları, bilinçli ya da bilinçsizce anlamaya çalıştıkları o beş altı sözcükte gizlidir.” s. 107
“”Bırak artık okumayı! Dışarı çık ve hayatını yaşa!” Sanki okumak ve yaşamak iki apayrı varolma haliymiş de öğüdü veren kimsenin korkusu okurun artık katı bedenle katı olmayan beden arasındaki farkı ayrıt edememesiymiş gibi.” s.86
Kitap için SON ama başlangıç benim için:
“Biz okuyan yaratıklarız, sözcükleri sindiririz, sözcüklerden meydana geliriz, sözlerin dünyada bulunmamıza araç olduğunu biliriz, ayrıca gerçekliğimizi sözcüklerle belirleriz, bizler de sözcüklerle özdeşleşiriz.”
Etrafımı sözcüklerle duvarlarla ören bu kent değil de bu denemelerden kalan sözcüklerden kitaplardan oluşmuş fildişi kulelerde kalmak var ya işte. Ne yaparsın?
Yazarın diğer kitaplarını okumayı heyecanla bekliyorum.
A.Manguel’ı hiç okumadım ama alıntılar yaptığınız sayfalar da benim yolculuğuma ayna oldu.Okumak gerçekten de bir yolculuk yaşama.Kitapların bize kattığı şeyler yaşadıkça ortaya çıkıyor kesinlikle.
Güzel bir değerlendirme ve vurucu cümleler.Teşekkür ederim
Teşekkürler Füsun hanım.