UZAK GÜNLÜKLER – 25 Eylül 2023 / Pazartesi

UZAK GÜNLÜKLER – 25 Eylül 2023 / Pazartesi

Buluşmamız akşam geç saatlerinde gerçekleşti. Yazarın sohbeti çok güzeldi. Öykülerinin otobiyografik olmayışı, uzun bir araştırmanın eseri oluşu beni etkiledi. Kitabından ve araştırmalarında karşılaştıklarından, etkilerinden, toplumsal olayların insanların yaşamlarını geçmişte olduğu kadar bugünlerini de nasıl etkilediğinden konuştuk. Başka insanların yaşamlarına tanık olmak… Bazı öykülerinin okurlarına yaşattığı duygular ağırdı. Öfke ve mücadele yaşama tutunuş…

Sarsıntı romanının bitmesine sekiz sayfa kaldı. Öfkesini izliyorum. Delilik boyutlarına ulaşıyor prensin monologları.

Yıllar önce bipolarların bulunduğu platformda yazılanları yazdıklarımı düşünüyorum.  Dünyayı algılama ve ifade etmeye çabamızı… Duygu durumuyla değişen düşüncenin hızıyla, daldan dala atlamalarımız. Bu yazılar normal olduklarını düşünen yakınlarımızı korkuturdu. Onlardan da konuşurduk ve deli olmadığımızı nasıl göstereceğimizi düşünürdük. Onlar gibi düşünmemek ve sıkıcı olmak. Şimdi yine aynı şekilde yazabilmeyi isterdim. Ama bipolarlar için nasıl sağlıklı olacaklarını, bunun ilaçlara ve rutin hayata uyum sağlayıp onlar gibi olacağımızı anlatmamız ve korkularının üstesinden gelmelerini sağlamamız öncelikli konumuz.  Bipocanlar geçiyor ve unutuluyor. İniş çıkışların hızlılığı yorucu ve böyle zamanlardaki düşüncelerimiz başkaları için korkutucu ama olsun. Beklemek gerek o karanlığın içinde ve çıkışlarda. İki ucun ortasında elbette olacağız. Biraz mücadele biraz ilaçlar biraz dostlar yardımıyla. Çok değerli terapileriyle doktorlar… Eninde sonunda geçecek bir fırtına ve sonrasında dinginlik. İntihar düşüncesiyle mücadele. Birçok kişi yenik düşmüş olabilir ama düşünceler yüzünden buna teslim olmak yerine o düşünceleri dönüştürmek mümkün. Herkesin dayandığı güç farklı. Olumsuzlar unutulmayacak. Ama bunları yazmak yerine hipomanide yapılanlar yazılmalı ve unutulmamalı. Hipomani her zaman bizimle olacak. Gülmek. Coşkuya bile korkuyla bakabilir o duyguyu yaşamayanlar. İçinde yaşadığımız toplumun sosyal yazılımı -travmalar- çok ağır olabilir. Ölümü hiç düşünmemiş, artık ölmek istiyorum dememiş bir insan bile olmadığından eminim. Sonra yeniden hayata tutunuşları.

Durulmayan Bir Kafa kitabını defalarca okudum. Yeniden okumak istiyorum. Sekiz dokuz yaşında bir kız çocuğunun, ablasının kendisini öldürmek istemesiyle nasıl etkilenip aynı duyguları yaşadığına tanık oldum. Bu duygusunu anlamak için yapılan bir araştırmayı okumak istedim, aldım ama duyguyu bana da deneyimleteceği  korkuyla okumadım. Onlara yardımcı olmak için benim iyi olmam gerekiyordu. Çevremdeki çocuklara bu duyguyu yansıtmaktan korkmuştum. Orada masallar ve oyunlar vardı. Merdivenleri onlarla üçer üçer çıktığım için hipomanide olduğum doğru değildi. Çocukluklarını yaşamaları, şımarmaları ve yaramazlık yapmaları için çaba göstermekten başka bir şey değildi. İyileştiğimde kendimi boşlukta hissetmiş hipomanilerimi özlemiştim. “Aramıza hoş geldiniz,” diyerek karşılaşmıştı beni doktorum.

Her şey geçiyor. Her şey bitiyor. Bitmeli ki tekrar olmuş olmasın. Yeni deneyimlere hazır olmak güzel.

Bugün annem, yeğenimin bizim sohbetlerimizi, başkalarının sohbetlerinden sıkıcı bulduğunu söylemiş.  Yazdıklarım da sıkıcı. Hayatta canı sıkılan hatta sürekli canı sıkılan yok mu? Bence çoklar. Bu duygunun ağır bastığından arayışlarını kalabalıkta bulmaya çalışan ne çok insan vardır kim bilir. Sıkılmasaydım sanırım yeni şeyler bulamaz, hayal kuramazdım.

Yarın büyüdüğüm yere oğlumla birlikte gideceğiz. Birçok kadının yaşadıklarını çocuklarına anlatmak istediğini düşünüyorum. Bunu nasıl yapacaklarını bilmiyorlar. Belki biraz da bunun için yazıyor, paylaşıyorum. Hayatta başka şeyler de var. Merak uyandırıcı bir insan, duyguları deneyimlememizi sağlayan hayal kurmamızı destekleyen sanat…

Bugün yazmak da delilik üzerinden başladı. Delilik ve başkalarının acılarına ortak olmak.

Bipolar olduğumu hep saklamıştım. Asansöre birlikte olmaktan korkan insanlar olduğunu yazanlar oldu. Ben iyileştiğim halde ambulansta bana eşlik edecek  genç görevli kadını uyarışlarını hiç unutmayacağım. “Dikkatli ol, bipolarmış. Yanına birisi gelsin mi?” “Bir şey olmaz.” “Teşekkür ederim.”

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*