GÜNLÜKLER – 9 Mart 2021
Bir iki saat önce bir mail aldım. Yazdığıma göre önemli beklenen bir mail. Onun dışında birçok mail geldi, sabahtan akşama kadar sürdü. Şimdi saatler ilerledi ve sessizliğe gömüldük. Adım ona dinlenme dinletme zamanı. Başkalarını rahat bırakıyoruz sanki de. İnternet üzerinden iletişime devam. Ben işte saatin geç olduğunu bildiğim halde heyecana kapıldım. Geç olduğunu düşünmeden aramak istedim. Oh neyse ki aramadım. Aldığım mail…
Kubilay Odabaş ile ortak bir çalışmaya imza atacağız. Bu çalışma iki aylık Kıpırtı Dergisi için düşünüldü. Ben yazmış Kubilay beye çizimleri için göndermiştim. Beklediğim eskizler ilk sayfa için geldi. Muhteşem. Hatta muhteşem ötesi. Kubilay’ın işini sevdiğine tekrar tanık oldum. Harikaydı hatta eskizler bile güzeldi. Bu benim mizah yazmak için attığım ilk adımlar. Ameliyat mı beni değiştirdi, çok ağlamaktan kurumuş gözlerimin mi isyanı bu? Sağlığım daha iyi. Mizah üzerine bir şey hatırlıyorum. Rüya mıydı gerçek mi anımsamıyorum. Acıyla ağlarken mizah mı olur? diyordum. Bunun yanıtını alıyordum ama şimdi anımsamıyorum. Bunun yerine başka güzel bir şey anımsıyorum. Ağlıyorum ve o yanıma geliyor telefon kamerasını açıyor “Gülümse çekeceğim” diyor. Gülümsüyorum. Hem ağlıyor hem de gülüyorum. “Siz kadınlar fotoğraf çekiyoruz deyince hep gülersiniz” diyor. “Peyniiiir!” diyorum.
Evet hem ağlarken hem de gülerken çekilmiş bir fotoğrafım var. Buna neden izin verdiğimi anlamıyorum. Bir anlık öyle oldu. Son öğrencilerimi de mezun etmiştim. Karneler dağıtılmış velilerle vedalaşma için bir şeyler söylemeye çalışırken incileri kayısıları rezil etmiştim. Herkesi uğurladım ve sona kalan öğrencim yanıma gelince ve ona sarılınca birden ağlamaya başladım. Evet emekli olacaktım, son günümdü. Yanımda kalan tek o vardı. O ve ben. Veda. Mesleğe, okula, öğrencilere… Velim bundan sonra ne yapacağımı sordu. Okumak ve yazmak istiyorum, dedim. Bana başarılar diledi. Ben de onlara başarılar diledim.
Emekliliğimin üçüncü yılını doldurdum. Eğitimdeki yenilik adında alınan her kararda “İyi ki emekli olmuşsun,” deniliyor. Üç yılda bunu ne çok duydum. Ben iyi ki emekli oldum demiyorum. Çünkü herkes ne yaparsa ben de onu yapacaktım. Şimdi olduğu gibi. Herkesten farklı bir şey yapmıyorum. Sadece sevdiğim işleri yapıyorum, okuyorum yazıyorum. Hayalimdeki karikatür çalışması da gerçekleşiyor. Dostluklarla süren bir edebiyat hayatı yaratmaya çalışıyoruz, ben ve yazar arkadaşlarım. Eveeet bu arada yazar arkadaşlarım oldu. Pandemi süresince gruplar olarak çok iş yaptık. Karikatür öykümüz de grup içindeki dergi sayesinde hayat buldu. Eksi 18 Edebiyat Topluluğu şu anda yetmiş üç üyesi var. Üyeleri yazar ve yazar adayları. Ayrıca çizerler de var aralarında. Bir de yayıncımız, kitabevimiz var; Yakın Kitabevi. Bizleri bir araya getiren elbette bir tek kişi var. Nevzat Süer Sezgin öğretmenimiz. Öğretmenim…
Öğretmenim kelimesi benim için anlamlı bir kelimedir. Hayatım boyunca sevdiğim öğretmenlerime şimdi de öğretmenim demek beni mutlu ediyor. Sevginin ve saygının gösterilmesi böyle oluyordu yani çoook eskiden. Ben de geleneği devam ettirmek istiyorum sanırım. Nevzat öğretmeni çok önce tanımış olsaydım çook önceden de ben sizlere yazıyor olacaktım. Onun derlediği kitaplara öyküler gönderdim, kurduğu gruplarda yer aldım. Öğretmen olarak içime doğdu. O benim öğretmenim. Bu grup içinde çok şey öğrendim. Halen de öğrenmeye devam ediyorum. İşte ben bunu seviyorum; öğrenmeyi.
Nevzat öğretmenin derlediği benim de öykümün olduğu kitaplardan biri baskıdaymış. Heyecanla elimize almayı bekliyoruz.
Yeni kitabım iki yıl sonra basılmış durumda. Sait Faik ile Orhan Veli üzerine yazdığım öyküler. Bu serinin iki kitabı daha var ama onların basımı için sanırım bir hayli beklemem gerekecek. Tanıdığım bir çocuk için öyküyü kaleme alıyorum ama kitap basılana kadar çocuk delikanlı ya da genç kız oluyor. Hatta onların izlerini kaybetmiş oluyorum. “Tola’nın Kelebeği” neredeyse yirmi yıl önce yazıldı. Demek ki şu anda Tola yirmi yaşın üzerinde. Üstelik kitap henüz basılmadı. Tola’nın izini çoktan kaybettim.
Biraz da Zikzak gruptan söz etmek istiyorum. Eksi 18 Edebiyat Topluluğu, Zikzak grup eğitim ve danışmanlık kurumu bünyesinde bulunuyor. Bundan başka yetmiş üç kişi için Kampüs grubu oluşturuldu. Bir de Kıpırtı adında henüz bir ayına basmamış dergisi var. Başka ne tür sürprizlerle karşımıza çıkacağı belli değil.
Gün yeni başlıyor. Günaydın.
Bir yanıt bırakın