GÜNLÜKLER – 10 Temmuz 2020

GÜNLÜKLER – 10 Temmuz 2020

Sabahın beşi. Gün ağarmakta, mavileşmekte gökyüzü. Bulutlar beyaz rengini almakta. Hâlâ dışarıdaki hayata bağlanmaya çalışıyorum. Bir kedi duyarlılığıyla dinlemekteyim sesleri. Penceremden görünenleri izliyorum.

Kentte ilk uyanan martılar olmalı. Bağırışlarının nedenini arttık anlayamayacağımı biliyorum. Yorumsuz dinliyorum. Yorumlarım yalnızca bana ait olacak, algılayışım… Dünyayı, insanları, hayvanları, bitkileri… Emo’yu. Bugün de gelmedi Emo. O olsaydı deniz tadında olmayacaktı her şey. O bu tadı sevmiyor. Benim ona çok yakında olduğumu sezdiğinden hiç kuşkum yok. Bitkiler bile hissediyor bunu değil ki hayvanlar sezmesin.

Kenti paylaştığım dostlarımla biraz teselli buluyorum. Hâlâ yaşanabilir, trafiğiyle, kiriyle, kaosuyla diye düşünüyorum. Kadıköy’ü en son kalabalığı ve kiriyle bırakmıştım. Şimdi gidersem bıraktığım gibi mi bulacağım?  Bilgisayarımın ekranında Emo’nun tüyünü gördüm. Oysa temizledim silip süpürdüm her yeri. Camları pırıl pırıl yaptım sanki cam yokmuş gibi duruyor şimdi.  Çok önemli  gibi dışarıyı görmek. Karşı apartmanları, pencereyi neredeyse kapatacak boya gelmiş defneyi ve nar ağacını. Apartmanların böldüğü gökyüzünde uçuşan bulutları, süzülen martıları… Oysa daha çok içe dönmeli temizlemeli yüreğimi, kalemimi. Uyumalı. Markete sipariş vermeli, çamaşır deterjanı, çamaşır suyu, beyaz sirke, leke çıkartıcı, sabunlar, süngerler, teller,  bezler… İki ay sigara içmemiştim. Birkaç paket de sigara istemeli. Gazete almalı ve sayfalarını camlara yapıştırmalı. Gazetelerde eski dilde kullanılan kelimeleri soran bulmacaları çözmeli.   Eskiden masallarda anlatılan, şimdilerde anılmayan Anka Kuşu’nu sorularda da olsa anımsamalı.  Kaç kişi kaldık bunları anımsayan. Dille birlikte değişiyor hayatlar. Beklentiler değişmiyor. Öğretmenler iyi ve kötü diye ayrılıyor hâlâ. Çocuklar için hâlâ onlar umut verici görünüyor. Onlar için ne vali, ne polis, ne doktor ne de milletvekili umut oluyor. Varsa yoksa öğretmenler; iyi ve kötü diye ayrılıyor. Sonra öğretmenler bu kitapları çocuklara öneriyor. İyi ve kötü öğretmenler…  İyi yazar. İyi öykü. İyi roman. Ama kötüsü yok. Anne babalar ne yapıyorsa çocuklarının iyiliği için yapıyor ve onları büyüyünce anlayacaklar. Dışarıdaki hayatlardan korumak için her yaptıkları. Kara mizaha malzeme.

Serçeler de uyandı. Ben uyumadım ki uyanmış olayım. Kargaların sesleri karışıyor diğer kuş seslerine. Göçmen kuşların kış mevsiminde terk ettikleri yuvaları artık yok. Kuşlar da azalmakta. Köpeklerin azaldığı gibi. Hayvansız bir kent düşünemiyorum. Topraksız bir kenti de… Yeni bir iş edindim kendime. Artık olmayan şeylerin izini sürmek gibi.

Beklediğim her şey geç geliyor; trenler, telefonlar, faturalar. Ben de geç geliyor olmalıyım bekleyenler için. Hep böyle olur zaten. Yuka kuru da olsa çiçekleriyle karşıladı beni, kokularını koruyamamış olsa da. Bakalım Emo nasıl karşılayacak beni. Soru işaretini sevmiyorum. Çengel gibi usuma takılmasına dayanamıyorum. Sonuçta devamı yarın, soru yapmaya değmez.

Mavi Kanatlı Topal Martı’yı unutmuşum. Başımın üstünde uçuyor. Uçuyor, uçuyor…

 

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*