KİTAPLI KEDİLİ GÜNLÜKLER – 08 Aralık 2023/ Cuma
Kendi Kalemleriyle YAZARLARIN ODASI. Hazırlayan, Hatice Eroğlu Akdoğan. Ceylan Yayınları, 2023. 199 sayfa.
Kitapta otuz yazarın, kendi kalemlerinden yazın dünyalarına, düşüncelerine, yaşamlarına tanık oluyoruz. Her biri sanki bir diğerinin unuttuğunu ya da öne çıkmayan duygu ve düşüncelerine dokunuyor. Ortak noktaları var.
İlk yazı Hasan Hüseyin Korkmazgil’den. Hatice Eroğlu Akdoğan’ın her yaz Ağlasun’a gittiğini ve Azime Korkmazgil’le birlikte olduğunu, yazarın eşsiz büyüklükteki arşivinden ve ilk basım yıllarına ait diğer kitaplarla yazın dünyasını soluduğunu biliyorum. Bu yazı da Hasan Hüseyin Korkmazgil’in arşivinden izin alınarak kitapta yerini almış. Bir yazarın yazı serüvenini ne güzel anlatmış. Unutulmayacak ve tekrar okunacak bir yazı. “Nasıl mı yazarım? Ben iki kişiyim.” diyerek başlar ve iki kişiyi anlatır yazar şair Hasan Hüseyin Korkmazgil.
Pazar günü İstanbul’da bulunan yazarlarla söyleşi ve imza etkinliği BEKSAV’da yapılacak. Katılan yazarları biraz tanıtmak istiyorum.
Hasan Şahingöz, Hapiste Yazar, Şair Olmak Çölde Çiçek Açmak Gibidir, diyor. Yazıyı içeride yazıyor. Yaşadıklarıyla birlikte, yazın serüvenini aktarıyor. Uzun yıllar sonra aramızda olacak sanırım. Yazısında 1994 yılından beri, politik nedenlerle tutuklu olduğunu öğreniyoruz. Edebiyat ve Yazarlık; İnsan Neden Yazar; Ne Yazmalı Nasıl Yazmalı; Yazar Okur İlişkisi; Üretim, Tüketim ve Yazarlık; Nerede, Ne Zaman, Nasıl Bir Ortamda Yazmalı ve Sonuç bölümleriyle kaleme alınmış. Yazısına bir şiiriyle son vermiş.
Hatice Eroğlu Akdoğan; Yazmasam Eksik Kalırdım, başlığını koyuyor; duygu ve düşüncelerini yazarak daha iyi ifade ettiğini ilkokulda ayırdına varmış. İlkokulda duvar gazetesine yazdığı yazıları anımsıyor. Hemen hemen birçok yazarın ilk yazılarının duvar gazetesinde yer aldığını düşünüyorum. Ben de yazardım. Arkadaşlarımızın da yazmasını isterdik ama nedense birkaç kişiye kalırdı bu iş. Şimdi düşünüyorum da bunun için kaynak kitapların olması gerekiyordu; bir de merak. Ortaokulda yazar olmak için ne yapması gerektiğini öğrenmek istemiş ve bir mektup yazmış. Mektubuna, çok kitap okuması gerektiği yanıtını almış. Okumuş ve şiirler yazmaya başlamış. “…toplumsal örgütleme ve mücadele süreçleri içinde…” yazı serüveni devam etmiş ve bugün de devam ediyor.
İsa Balcı; Paralel Bir Doğru: Yazı, diyor ve “Nasıl başlamıştım?” diyerek başlıyor anımsamalarına. Altını çizdiğim cümleler, gece yazanlar için uyuyor. “Gece yaşlı ve sakindir. Gece derindir, kazıdıkça köpürür.” Gündüzleri şehri, kötü sesli şarkıcıya benzetir. Yazın dünyasını bizlere açıyor. Yazdıkları politik öyküler oluyor.
Metin Turan; Bırak Havalansın Zihin Kuşların; içeriden ulaştırıyor yazısını serçelerle güvercinlerle, umutlarla, dirençle. Oldukça işlek kalemi. Yazmayı büyülü bir uğraş olarak görüyor. Katılmamak elde değil. Kütüphanesi hafızası. İçeride kitaplar sayıyla bulundurulmasına izin verilmediği için hafıza önemli. Yazısını yazarlarla ve eserleriyle devam ettiriyor. Bir yazarın, yazarlarının olması çok önemli.
Namık Cibaroğlu; Masa Başı Serüvencileri; Yazarlar. “Kitap yazma serüvenim zorlu başlamıştı.” ilk cümle ve ardından yazın serüvenini okuyoruz.
Oya Engin; yazısına Oyalı Yazmalar başlığını veriyor. Yolculuk çocukluğundan başlıyor. İnce ince oya gibi işliyor yazısını. Öyküler birbirini izliyor. İçinden “İyi ki yazıyorum,” demiş ama biz de okuyoruz burada ya bizim sesimize de ortak oluyor. Çocuk kitaplarını yetişkinlerin de okuması gerektiğinin altını çiziyor; “…çünkü herkesin çocukluğuna ihtiyacı var.” diyerek son veriyor yazısına.
Ve ben. Hikâyenin, Geçen Trenlerin Hızına Yetişmesi. “Nasıl yazıyorum? İlk soru.” Geçmişe yolculuk yapıyorum. Elbette başlıktan anlaşılacağı gibi bu yolculuk trenle yapılıyor. Yolculuklarım okur yolculuklarıyla, karakterlerin yolculuklarını okuyarak, gerekse de eşlik ederek sürüyor. Benim yazı yolculuğumu kaleme alıyorum.
Her okurun, her yazarın ortak olduğu bir şey var bence. Yolculuklar için zorunlu olan olmazsa olmazı iki kere yalnızlıkları. Biri okurken, diğeri de yazarken.
Bir yanıt bırakın