GÜNLÜKLER -57-
30 Ekim 2018
Yanıma sadece bir kitap alacağım; İshak. Üzgünüm, çünkü okumalarımı tamamlayamadım. İshak’ı defalarca okuyabilirim. Uçakta bir öyküsünü seçip okuyacağım.
Zaman çok hızlı geçti ve işte ekim sonu; gitme zamanı geldi.
Gaziantep ile ilgili okuduğum ve çok değer verdiğim kitap “Ta Ezelden Taşkındır…” Antep kitabı oldu, İletişim’den çıkmış. Şehrin tarihini öğrenmenin dışında insanlarını da kültürleriyle, geçmişleriyle tanımak önemliydi benim için. Oraya gittiğimde yine de okuduklarım kadar fotoğraflardaki Gaziantep’i de bulamayacağımı biliyorum.
Hanlar ve Çarşı kitabının fotoğrafları öyle güzel ki, bazen görmeye gitmesem de hafızamda fotoğraftaki gibi kalsa, demeden edemiyorum.
İshak, Onat Kutlar’ın eseri. Kutlar, Gaziantep doğumlu olmasa da memleketi olarak geçiyor kitaplarda. Kutlar Sokağı’nı mutlaka görmeye gideceğim. O sokakta geçmişten kalan izler hâlâ var mı, merak ediyorum. Kapı önüne bırakılmış bir saksı kuru çiçeği görmeyi ve onu İstanbul’a getirmeyi düşlüyorum. Küçük kızın kapı önlerinde oynayışı, cebinden çekirdek çıkarıp çitleyişi… Zaman neleri değiştirdi? Başka kentlerden ve köylerden büyük bir göç almış bu kent. Sanayisi geliştikçe yeni göç almış. Ürünlerini özellikle Doğu ülkelerine ihraç ediyormuş. İpek yolunun geçmişteki önemini koruduğunu düşünüyorum. Kurtuluş Savaşı sırasında halkının Fransızlara karşı verdiği mücadele çok önemli. Belki daha sonra özet olarak geçerim. Osmanlı dönemindeki yönetim ve halkların birlikteliğinin sağlanması pek kolay olmamış. Bazen geçmişi düşünüp halkların bir arada yaşamaları bizi düşündürmüştür. Aslında hiçbir dönem o kadar kolay olmamış. Düşünüldüğünün tersine sürekli sorunlar yaşanmış. Kentin ipek yolu üzerinde olması ticarette ilerlemesini sağlamış. Çok göç almış. Bu arada göçmenliği tercih eden Türkmenler olmuş. Asker vermemek ve vergi vermemek için yerleşik hayata geçmeyi kabul etmemişler. Yıllar sonra bir yeri yurt edinmeleri gerektiğinde de toprak sahibi olamamışlar. Irgat olarak çalışmış büyük bir kısmı. Ermeniler yurtdışı destekleriyle okullar açmış ve kendileri eğitimden yararlanmış. Ben bugününü yazacaktım aslında. Ama tarihsiz bugünü yazamayız. Kentin kalesi hakkında okuduklarım da çok önemli bilgiler veriyor. Belkıs köyü, Zeugma da tarihte çok önemli yeri var.
Kurtuluş Savaşı sonrasında çarşılar uzun süre kapalı kalmış. Mitat Enç’in yazdığı kitaplar da çok değerli. Anılar anlatılıyor. Üç kitabı var yazarın.
Ben daha çok büyülü kenti görmek istiyorum. Onat Kutlar’ın gözünden büyülü gerçeklik olarak verdiği eserlerinden yola çıkarak alamaya çalışıyorum. Büyülü gerçeklik sanırım büyüsünü tarihten alıyor. Günümüzde büyülü gerçeklik olarak yazmak istesem diyorum, nasıl yazardım? Kentin efsaneleri, tarihi… Bunlar sanırım hâlâ gün yüzüne çıkmayı bekliyor. Diğer yandan da suların ve toprağın altına gömülüyor. Her zaman, yıllardır her zaman yaşananlar yaşanıyor, tarihin tekerrürken ibaret oluşu gibi. Gelen bir öncekini yok ediyor. Bu bütün dünyada böyle olmuş.
Sanırım yaşananları anlatan kitaplar yaşayanlar tarafından en iyi anlatılır. Ama anlatılmaz da. Çünkü anlatabilmek için yazıya gereksinim var ve yazılanların da okurlara ulaşması sorunu var. Bu sorunlar ne yazık ki maddi olanaklara ve okur yazarlık oranlarının yüksek olmasına gereksinim duyuyor. Tarihte bölge efsaneleri, mitleri ve diğerleri sözel olarak aktarılmış. Çok değerli kaynaklar var elbette, saha çalışmaları yapılmış, yıllarca emek verilmiş eserler. Bütün bunları okumak ve düşünce süzgecinden geçirmek gerekiyor. Bunu yapmam olanaksız. Var olanlara ulaşmaya ve bir fikir sahibi olmaya çalışıyorum. Boratav da burada anılmadan geçilemez.
Herkesin ulaştığı bilgiler ne yazık ki gerçeklik payı çok az taşıyor. Özellikle kadınların ve kız çocuklarının yeri incelenmeyi bekliyor.
Bugün heyecanlıyım. Bir yıl önce başlayan Gaziantep düşü sanırım bir yıl daha uzayacak. Onat Kutlar’a selam çakmadan ayrılmayacağım Gaziantep’ten; yazılarımdan ve okumalarımdan kopmayacağım.
İshak’ı her okuyuşumda yeni bir şey fark ediyorum. Bu ziyaret sonunda da bambaşka bir İshak bulacağımdan eminim.
Çok güzel bir yazı. Kutluyorum.
Teşekkür ederim Ömer.