DOSTLUK TEMASI İYİ Kİ VARSIN KANKA!

DOSTLUK TEMASI

İYİ Kİ VARSIN KANKA!

KeKeMe Yayınları, 1. Baskı: Nisan 2024/ Yirmi yazarlı dostluk öyküleri. Martı Çocuk ve Gençlik Yazın Grubu üyeleri tarafından yazılmıştır.

Bugün benim de öykümün bulunduğu bu kitap üzerine yazmak istiyorum. Çok yazarlı olduğu için, dostlarımın öykülerinin üzerinde konuşabiliyorum ama kendi öyküm için bir şey söyleyemiyorum. Benim öyküm lösemi bir kızın tedavi sonrası okula dönüşünde yaşadığı bir olay. Dinlediğim ya da okuduğum hatta öğrencilerimle birlikteyken sınıfta yaşadığımız bir olay değil bu. Bizzat benim meme kanseri tedavim sonrasında, yaşadıklarımdan yola çıkarak yazdığım bir öykü. Temamız dostluktu ve ben kanser tedavisi gören kızın, sınıftaki arkadaşlarının yaklaşımını anlatmaya çalıştım. Hastalığımdan önce kanser tedavisi gören arkadaşlarıma nasıl davranacağımı bilemez, susardım. Saçlarının olmaması sorun olabiliyormuş. Hayatta kalmak için verilen mücadele, tedavide yaşanan zorluklar… Öleceğini düşünmek, günlerce düşünmek çok zor. Ama ben çok kolay atlattım. Martı dost kankalarım nasıl davranacaklarını biliyorlardı sanırım. Tedavi sırasında kendimi iyi hissettiğim zamanlar çocuk öyküleri yazdım, onların desteklerinin gücüydü bu. Akşam saatlerindeki çevrimiçi etkinliklere iyi niyetleri ve anlayışlı davranışlarıyla katıldım; başımı örttüm, gözlüğümü taktım. Zaman zaman ekranı kapattığım da oldu. Eksi 18 Edebiyat Topluluğundaki dostlarım da projelerine gönderdiğim öyküler üzerine çalışıp son halini verdiler. Oysa ben…

Kitabı anlatacaktım ama bir şey itiraf etmek istiyorum. O dönemlerde konuşmaları, özellikle ağır konuları hiç anlamıyordum. Hatta kelimeler bile yabancı geliyordu bana. Bu nedenle felsefe derslerini bıraktım. Anlamıyordum. Ama bana dört koldan sarılıp saran sevgili öğretmenim Nevzat Süer Sezgin oldu. Martı Grubu da Eksi 18 Edebiyat Topluluğu da onun çevresinde oluşmuştur. Işığım, umut verenim. Bu kitap da onun sayesinde hayata geçirildi. Nasıl mı?

On beş yıldan fazla da olabilir, grubumuza “barış” konulu çocuk öyküsü yazmayı önermiştim. Projeyi yürütme görevi verildi bana. Ne yazık ki gelen öyküler barışı değil savaşı anlatıyordu. Barış, savaşla yan yanaydı. Proje öykülerin umduğumuz gibi barışı anlatamadığı düşüncesiyle yarım kaldı. Bir yıl önce, grup toplantısında Nevzat öğretmenim bu projeyi anımsattı. Yazmamızı önerdi. Ben de barışı yazmanın zor olduğunu, yine yarım kalabileceğini söyledim. “O zaman teması dostluk olsun,” dedi. Dostlar arasında dostluk öyküleri yazmak kolaydı bence. Öyle de oldu. Bir yıl içinde yazıldı ve Nisan 2024’de basıldı, İzmir Kitap Fuarına yetişti. Projeyi veren öğretmenimdir. O bu projeyi benin yürütmemi istedi ama ben ısrarla kabul etmesem de bende kaldı. İtirazlarım dostum Hande’ye oldu. Yapamayacağım. Anlamıyorum. Değerlendiremiyorum. Hastayım. Birçok şey saydım ve hepsi de gerçekti. Hande yardımcı olacağını söyledi ve projeyi başından sonuna kadar yürüttü. Ondan çok şey öğrendim. Kendisine minnettarım.

Yirmi kadın dost öykülerini yazdı. Kitap fuarında da kitaplarımızı elimize aldık. Çocuklar gibi şendik. KeKeMe yayınevinin sahibi ve aynı zamanda yazar olan Alaaddin bey fuarda biz martıları çok güzel ağırladı. Çocuk ruhluyum ve dostlarım da çocuk ruhlarını sergiledi. Çok güzel bir fuar oldu. Yıllar sonra, belki de yedi yıldan fazla oldu, çocuk ruhuma çocuklarla kavuştum. Ne çok mutlu oldum, anlatamam. Çocuklara kitabımızı imzaladık. Onlarla sohbet ettik. Ben de…

Ben de çocuklarla konuştum. Özellikle ilkokul öğrencileriyle daha rahat oluyorum. Okul müfredatlarını bildiğim için olmalı. Ortaokul için deneyimsizim ve çocukça kalırım. Şimdiki ilkokul öğrencileri de büyümüş de küçülmüşler sanki. Ben de hiç büyümemiş gibiyim.

Temamızın dostluk olduğunu söyledikten sonra, yirmi kadın yazarın kaleme aldığı öykülerden oluşuyor, diyordum. Bunu tekrarlamaktan sıkılınca oynamaya başladım. Bihter Bilir’in kaleme aldığı “Denizanası Dostumuz mu?” adlı öyküsünün adında yola çıkarak onlara sormaya başladım. Sayfayı açıp içindekiler bölümünde Bihter Bilir’in yazdığı öykünün adını okumalarını istiyor, sonra da soruyordum. “Dostumuz mu?” Üç çocuk dostumuz olduğunu söyledi. “Neden?” diye sormak felsefi sorgulamada çok değerli bir soru. “Peki dostluk nedir?” diye soruyordum. Hayvanlarla, yaşlılarla, hastalarla, robotlarla olan dostluklar… “Dostum kimdir benim?” Nevzat Süer Sezgin öğretmenim, öyküsünde felsefi sorgulama yapabilmemiz için bu soruları sorarak bize yine yol gösterdi. Güzel öyküsü için teşekkür ediyorum.

Okurlar ve ebeveynlerle sohbet ederken aklıma ÇİFEL ya da P4C geldi. Eğitim almıştım ama bitmesine yakın, hastalığım nedeniyle bırakmak zorunda kalmıştım. Dostluk temasıyla çocuklarla felsefe sorgulama atölyeleri yapabilirdik. Özellikle de Bihter Bilir dostumun yazdığı “Denizanası Dostumuz mu?” öyküsünden yola çıkabilir hatta sadece bu öyküyle bir atölye yapabilirdik. Hatta Nevzat öğretmenimin yazdığı öyküdeki sorular bize sorgulamalarımızda yol gösterebilirdi. Bunu öğretmenler de sınıflarında yapabilirdi. Yapacağımız tek şey kendi içimizde sorgulama topluluğu oluşturmak ve sonra da bunları yazıya geçmekti. Dostlarıma önerdim ve birkaç ay sonra üzerinde konuşmaya karar verdik.

“Ancak değerini anlamamın zaman alacağını da vurgulamıştı,” diye yazmıştı Nevzat öğretmenim. Biz ve siz yani biz yani siz okuyanlar sanırım zamanı doldurduk. Anlayacak yaşlardayız. Kitabı yeniden okuyup üzerinde çalışmam gerekiyor, bakalım bana neleri düşündürecek.

Çocuklarla eğlendim, güldüm. Umarım onlar da eğlenmişlerdir. İyi zaman geçirmişlerdir.

Giriş ne kadar karanlık olmuş. O karanlık tarafım; çocuk görmeyen yüzüm. Son aydınlık gibi, çünkü çocukları görüyor bu yüzüm; günlük güneşlik, saf çocuksu, mavi yeşil sarı. Büyümemiş de küçük kalmış bir yanım. Bir şarkı mırıldanmaya başladığım farkında değilim, sonradan dikkat ettim de, “aaaahh” dedim.

Biz yirmi kadın yazar dost, şu şarkıyla ilkokul sıralarından mezun olmuşuz.

“Dostluğun biz sevgisiyle

Toplandık her an burada

Bu sevgi bağı kopmaz hiç

Dağılsak bir gün yurda.

 

Bu güzel günü andıkça

Çarpacak kalbim benim

Bu sevgiyle ebediyen

Uzanır sana elim.”

Kitap fuarı boyunca yanımda olan dostlarıma, dostluklarını kazandığım yeni dostlara, dost çocuklara teşekkür ederim.

Gün bitti.

 

 

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*