ÇOCUKLARLA KİTAPLARLA YOLCULUKLAR   8 Temmuz 2024 / Pazartesi

 

ÇOCUKLARLA KİTAPLARLA YOLCULUKLAR   8 Temmuz 2024 / Pazartesi

Kimse yanıt vermedi.

Kapı çaldı. Yanlış daireye basmış. Geldi özür diledi kargocu. Genç biriydi. Güler yüzlü. Kızılacak bir delikanlı değildi. Elindeki pakete baktım, büyüktü; gülümseyerek uğurladım onu.

Kimse yanıt vermedi.

Akşam Hikâyenin Gücü/Roman İncelemesi için Küçük Kadınlar’ı okumuştuk. Gülkız Turan’ın anlatımıyla roman katmanlaştı. Hiç de çocuk gözüyle dinlemedim. Oysa okurken öyle değildi. Şu an çocuk olduğunu düşün, diyordum. Çocukluğundaki gerçeklikle, kitabın yazıldığı yılları düşün. Okuma sürecim zevkli geçti ama Doğan Kardeş Yayınları, 1970 yılı baskılı benim çocukken okuduğum kitabı okuyamadım. Kardeşim o kitabı “Hep reçel yapıyorlardı,” diye anımsıyor. Acaba doğru mu? Çocuklar için kısaltılan metin üzerinde çok değişiklikler yapılmış mıdır?

Arkadaşımla telefon görüşmesinde yeni bir şeyler yapmak üzerine konuştuk. Aslında ortaya neler çıkacağını çok merak ediyorum. Ona bir kitap önerdim. Antik Çağ’da Bağ ve Şarap. Çünkü bağları var. Yaptıkları şaraplar da her yıl daha da güzel oluyor. Şimdilik çocuklarla kitaplarla yolculuklar çalışmasını sonlandırmıyorum. Yapılması, sorulması  gereken çok şey var. Alacağım, bulacağım yanıtlar beni heyecanlandırdı; yolculuğun devamının olabileceği düşüncesi harika. Bunun için sorduğum sorulara yanıt almam gerekiyor.

Ama kimse yanıt vermedi.

İki yere, Okur Yolculuğu için söyleşi önerisinde bulundum. İletiyi yazarken bilmemenin üzerimde yarattığı duyguyu hiç sevmedim. İletiyi gönderdim. Ne yapabileceğimi düşünürken… Gözüme masamdaki kitaplar ilişti. Hepsi deneme, inceleme kitapları. Yine yapacağını yaptın, dedim kendi kendime. Her şeyi unutuyorsun. Herkes gibi neyse ki, diyerek avuttum kendimi. Alberto Manguel’in ilk denemesini okumaya başladım.

Üç kitap birden okuyorum. İkisi teorik, biri Mary Poppins. Sınıf arkadaşım M. ilkokulda öğretmenimizin bize birkaç kitap birden okuttuğunu söyledi. Zihnimizin açılması için… Böyle de devam etti bu bende. Şimdi Uzak Okuma kitabının yarısına geldim. Teoriyi bilmeden, konu üzerine yazılmış denemeleri anlamakta zorlanıyorum. Evet okumaktan çok zevk alıyorum ama günlük hayatıma gerçekliğini dönüştüremiyorum; benzer bir yazı yazamıyorum çünkü günlük nerede başlıyor, günün bölümünden seçtiği kısımları neye göre belirliyor? Elbette Alberto Manguel’in kitaplar üzerine yazdığı kitaplardan söz ediyorum. Bugün bir denemesini okudum.

Okuduğum ikinci teori kitabı da çok değerli bir kitap. Bir Yazar Gibi Okumak/ Kitapseverler ve Kitap Yazmak İsteyenler İçin Bir Kılavuz. Yazarı Francine Prose ve Kıraathane Kitapları baskısı. Bitmesine az kaldı. Bölümlere ayrılmış, romanlardan alıntıladığı sayfalarla tek tek açıklamış. Oldukça anlaşılır yazılmış. Öyle sade bir dili var ki çok basit anlaşılır hatta unutulmaz kılmış bu yazım şekli. Okumanın olduğu kadar yazmanın da sırlarını açıklamış ama çözümlemeyi yapmıyor bunu okura bırakıyor. Siz burada ne anlıyorsanız o geçerli.

Mary Poppins oldukça yavaş ilerliyor. Aslında biraz sıkıldığımı itiraf etmeliyim. 1970’li yıllar için oldukça yaratıcı ama günümüz çocuklarına çocukça kalıyor. Benim yazdığım gibi günlük olayları anlatıyor ama günü farklı kılan bir bölümde bir yakına ziyaretse bir başka bölümde küçük ikizlerin kuşlarla konuşmalarını anlatıyor. Bu arada kulağıma küpe olacak bir şey daha öğrendim. “Çalakalem yazma,” diyorum kendime. Kitabı iki üç defa oku, okurken notlar al, yazarken de düzenli,  anlaşılır ve yalın yazmaya dikkat et. Her yazdığını hemen paylaşma. Artık yazdıklarını okuma zamanı geldi. Çünkü ben yazdıklarımı bir daha okumuyorum. İşte bu kitap için çocukluğum aşkına güzel bir yazı yazmalıyım. Umarım bu sabrı gösterebilirim.

İnternetten MEB’in okuma ve yazma programına göz attım. Birkaç video izledim. Karadut masaya çıktı. Bilgisayar ekranına bakıyor.

Yanıt var mı diye bakıyoruz.

 

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*