MEKTUPLAR -37-

MEKTUPLAR -37-

2 Aralık 2018

Sevgili Lili,

Bugün kayboldu, bir yıldız söndü gökyüzünde ben fark etmeden. Işığını görememek ne üzücü. Belki gezgin bir gezegendi. Gezegenin gezginini de…

Belki de bulutlu gökyüzü. Yüzü eğildi, puslandı. Ne dersin yine bakar mıyım gökyüzüne geceleri? Perdeleri çekip kapatır mıyım yoksa bundan sonra? Sokakta yürürken, başım yere eğik, kaldırım taşlarının arasında bir papatya görmek için?.. Yosun tutmuş olur bu mevsimde taşlar, duvarlar. Rüzgâr ve yağmur, soğuk güneş.

Mavi kanatlı topal martıyı anımsadım. Ne zamandır görmüyorum, ben uykudayken geliyor olmalı. Aynı saat, aynı gökyüzü.

Nar ağacının meyvesi kalmadı.

Çam ağaçlarının yaprakları iğne gibi düşüyor gökten ellerime, geçtikçe altlarından.

Ağaçlar haşin rüzgârların önünde boyun eğdi, döktü sarı hasta yapraklarını.

Zaman nasıl da geçip gitmiş. Unutulmuş gibi dün kadar  yarınlar.

Neler oluyor Lili?

Bugün sandım ki eteklerimi topladım, elbiseleri dolaptan attım. Bir pantolon bir gömlek. Sıcak çoraplar, siyah palto. Kitaplar. Kedi. Yuka. Daha ne olsun, diyeceksin. Masal yazmalı Lili. Yalandan masallar. Kim ölmüş yalandan. Ama inan Lili, bir gün ben öleceğim yalandan. Bugün mevsimlerden kış, iki günlük kış. Kaç ikileri gördük, doksan iki günler kaç defa geldi geçti. Her seferinde bir daha gelmeyecekmiş gibi yaparak geçti. Alışır gideriz işte. Gittiğimizi fark etmeden. Aralık kapıdan girip usulca.

İki ucunu birleştirmeye çalışıyorum, gençliğim ve bugün. Arada kalan kocaman yıllar. Yılların da kocamanı olur mu olur. Aşkın kadar kocaman olur inan. Kim ölmüş aşktan, sonunda… Nasıl olsa aynı son.

Mektuplarda masallar olur Lili ama günlükler öyle olmaz, gerçek olmalı öyle değil mi? Öyle öğretilmiş. Hayat gerçek acılarla, kayıplarla. Safi yalan neşemiz. Dalga geçeriz işte. Güler geçeriz. Denizde dalga deriz. Balıklar derinlere göçer de… Başkasına ne acılardan,  kayıplardan? Herkes aynı aynı tekrar yaşamıyor mu? Kaç kırık bardaklar kesti de hiç bu kadar acıtmamıştı. Sözler kesildi, cümleler yarım kaldı. Bugün bundan sonra  birkaç dize daha eksik kalacak. Herkes ölümlü ya, acısını hisseden geride kalanlar olacak. Kaybını kayıp bilecek. Dizelerin, hiç acıtmayan, alıp götürdüğünden habersiz. Nasıl yazıldıklarından habersiz…

Birbirimizden habersiz. Yaşayıp gidiyoruz işte. Mektuplar da olmasa. Sen hâlâ var olduğuna bir yerlerde inanacaksın. Masallara inanmazsın sen, ben masal yazayım sen de peri kızlarının bir başka dünyada yaşadıklarına inan. Yolun düşerse masallara bir masal da sen yazarsın. Değiştirmek istediğin bir yer olursa yazarsın.

Bugün de bitecek. Saat yedi. Yedi bitti. Yirmi dört. Bir, iki. Sonra üç. Tek sayı.

Günaydın.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*