GÜNLÜKLER -100-

GÜNLÜKLER -100-

10 Ocak 2019

Dün güzel bir hava vardı. Bulutlar ara ara önüne geçti güneşin. Kadıköy’den vapura bindim. Kalkışı telaş içinde bekledi martılar. Uçtular, kondular, uçtular… Eskiden vapur ses verirdi, “Kalkıyoruuuz!” diye. Sessizce kalktık, iskeleden uzaklaştık. Kıyıyı izledim. Uzaklaşmamızı… Martılar boşuna eşlik etti yol boyu, bir lokma simit atan olmadı. Yolculara baktım, elleri boş insanların.

Seni seyrettim İstanbul. Gökyüzüne yükselen büyük betonlarını. Tepelerini yamaçlarını sarmış binaları. Ağaçlarını. İnsanlarını; yarı aç, yarı tok. Telaşlı koşuşturmaları. Kaçırılmaması gereken vapurlar, otobüsler, tramvaylar, dolmuşlar… İşler yolunda mı, diye düşünmeden edemedim. Martılar da aç.

Nerede ne oluyor, neler oluyor, hiç yazmak istemedim. Öyle çok yazılıp çiziliyor ki. Ya sonra?.. Sonrası yok işte. Gördüğüm görünüyor, işittiğim biliniyor. Kimi kime anlatacağım ki? Kaldım mı böyle. Öyle işte. Geçmişe dönüp bakınca… Şimdi olsan yine aynı şeyleri yapar mısın, sorusunu soruyorum kendime.

Vapur sessiz sessiz ilerliyordu. İçeride güzel bir müzik vardı. Genç bir adam çalıyordu. Gülümsedim. Kız Kulesi’ni gördüğümde Üsküdar şarkısı çalınıyordu. Geçmiş zamanlar her zaman aranır çünkü sıkıntılarını bilmezler, bilmezler neler çekilmiştir. Sadece aşk vardır, denir. Sevgi vardır. Hiç de öyle değil oysa. Değişen bir şey varsa, o da kendi görüşümüzdür.

Dün güzeldi. Kitabevlerine uğradım. Kitap aldım, dergi aldım. Sonra otobüse bindim. Tıklım tıklım kalabalıktı, iş çıkışı. Herkes yorgun.

Eve geldim. Kitaplarımı masaya koydum. Kedi peşimi bırakmadı, mama istiyor. Kabına mama koydum, sustu.

Dergileri karıştırdım. Telefon çaldı. Çocuk kitaplarım basıma hazırlanıyormuş. Böyle bir dönemde kitap basmak büyük bir risk. İmza günleri, söyleşiler…

Torbamı aldım, diye yazıyorum ve gülmeye başlıyorum. Markete gittim. Süt, ekmek. İki soğan, bir demet maydanoz.

Birkaç telefon görüşmesi yaptım. İş yerinden arkadaşlarım. Anlatılanlar sosyal medyada paylaşılan haberlerden değildi. İkili ilişkiler, iş ilişkileri. Günlük hayat. Anlattılar. Ben de dinledim. Dışarıdaydım bütün gün. Dilini tutmuştu, sessizdi herkes. Neler oluyordu böyle? Bu kadar mı zor, bu kadar mı zor…

Daha fazla dayanamadım.

Arkadaşlarıma sordum.

“Ben dünyada değilim. Orada neler oluyor?”

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*