DOOPLER / Erlend Loe / Yapı Kredi Yayınları BİLDİĞİMİZ DÜNYANIN SONU / Erlend Loe / Yapı Kredi Yayınları

KİTAP -26-

5 Kasım 2018

DOOPLER / Erlend Loe / Yapı Kredi Yayınları

BİLDİĞİMİZ DÜNYANIN SONU / Erlend Loe / Yapı Kredi Yayınları

“Norveç’in en çok okunan yazarlarından Erlend Loe, ödüllü romanı Doppler’de…” yazısını okuyorum arka kapaktan. Bir insanın yaşadığı yeri ve her şeyi bırakıp gitmesi için ne olması gerekir? Doopler için bu gidiş, onun  bisikletten düşmesiyle başlıyor. Düşmek.

Ormana gidiyor. Okuduğum kitaplar hep gitmek üzerine ama nereye gidildiği anlatılmıyordu. Sonunda bir adamın nereye gittiğini okuyorum. Güzel ve düşündürücü bir roman. Okurken yaratılan dünyayı da sorguluyorum, kendi dünyamla birlikte. Nereye gidilebilir ki? Her yerde var ettiğimiz bir sistem var. Kopuşlarımız kadar gitmelerimiz de kayıp olmuyor. Yerimize geçenleri biz yetiştirmiş oluyoruz. Doopler’le birlikte ilk kitapta, doğayla iç içe bir yaşamı izliyoruz. Bongo (geyik) gibi yanında gidiyor, sessizce eşlik ediyoruz.

Bu kitabı okumayı seviyorum, elimden bırakamıyorum. Doopler’i anlamak için öncelikle yaşam kurallarını bildiğini bilmek gerekiyor. Yoksa Bongo’dan farkım olamaz. Bongo’yu sevdim.

*

İkinci kitapta, aradan birkaç yıl geçmiş oluyor ve Doopler evine dönüyor. Öyle çok konuya değiniyor ki sanırım yeni bir roman yazılır anlatılması gerekse. Sadece yaşadığı kentle sınırlı kalmıyor Doopler’in dünyası. Sadece kendisini anlatmıyor.

Kendimi kitapta bulmalıyım diye düşünüyordu küçük çocuk M. Kitap içine almalıydı onu. Ama henüz öğrenmemişti ki zaten onun içindeydi. Bütün kitaplarda vardı. Bir virgülünde bile bulabilirdi. Bu belki de yeni yeni böyle yazılmaya başlandı.

Okurken düşündüm. Hayatın, hayatların neresinden başlayacağımı gerçekten bilemedim. Usumda bir ütopya yaratmaya çalışıyorum ve elbette olmuyor. İnsan bir kere düşmeye görsün, sonra neler olacağını kim bilebilir? Oysa düştükçe, her defasında kalkıp yeniden başlamayı öğrenmedik mi? Kaldığımız yerden mi?.. Evet geri dönüp kaldığımız yerden çok başladık. Olunmaz bir durum.

Doopler her zaman bir başka yerden devam ediyor. Sonunda da…

Doopler’in yaşadıklarını bir solukta okuyorum. Cümlelere dikkat edemiyorum, öyle hızlı okuyorum ki. Olayları merak ediyorum.

İkinci kitabı da bitiriyorum. Güzel bir sonla bitiyor. Anımsattığı birçok romanlarla sona eriyor. İçinde yaşadığımız çemberi –çember diye geçiyor romanda- çizen kim?

Bongo?.. Bu kafamı kurcalıyor. Neden başka bir hayvan değil de bir geyik? Biraz dalga geçer gibi, diye düşünmeden edemiyor, gülümsüyorum.  Bongo’yu bırakmadı, Bongo da onu bırakmadı.

*

Her şeyin farkında olduğumuzu bildiğimizde nelerin değişeceğini zamanla göreceğiz sanırım.

 

 

 

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*